İletişim kişilerin düşüncelerini, duygularını, bilgilerini, deneyimlerini ve isteklerini karşı tarafa aktarmak ve paylaşmak amacıyla girdiği bir süreçtir. Bu süreç, sözlü, yazılı, görsel veya bedensel yollarla gerçekleşmektedir.
İletişim, birçok farklı faktörlerin bir araya gelmesiyle gerçekleşir. İletişimde en temel faktör, iletişim kuracak kişiler arasında iletilmek istenen mesajdır. Bu mesaj, kelime, görsel, jest ve mimik, beden dili veya herhangi bir iletişim aracıyla ifade edilebilir.
İletişim sadece mesajın iletimiyle tamamlanmamaktadır. Ayrıca bu mesajın karşı taraf içinde anlaşılması da gereklidir. Mesajın anlamı, iletişim kuran kişilerin kullandığı dilin, sembollerin ve göstergelerin doğru bir şekilde yorumlanmasıyla oluşmaktadır. Anlamın yanlış anlaşılması, her iki taraf içinde iletişim sorunlarına yol açabilir.
İletişim, iki taraftan oluşan bir süreçtir. İletişim kuran kişiler sadece mesajları iletmekle kalmaz, aynı zamanda bu mesajları için geri bildirim alır ve karşılığında yanıt verirler. Bu geri bildirimler, iletişimin etkili ve sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlar. İyi iletişim, anlayış, empati ve açık iletişim becerileri gerektirir.
Sağlıklı Bir İletişim Nasıl Kurulur?
Sağlıklı bir iletişim kurabilmek ilişkilerin daha kalıcı ve uzun ömürlü olabilmesine, yaşanan anlaşmazlıkların daha kısa sürede ve kolay çözülmesine, duygusal bağın daha kuvvetli olmasına yardımcı olur.
İyi bir iletişimin temelinde her iki tarafında birbirini dinleyebilmesi yer alır. İyi bir dinleyici olmak karşı tarafın ne söylediğini doğru ve eksiksiz şekilde anlaşılmasını sağlar. Özellikle göz teması kurmak dinlerken karşı taraf içinde önemlidir.
İletişim kurarken karşıdaki kişi ile empati yapabilmek gerekir. Bu empati kişilerin birbirlerinin duygu ve düşüncelerini anlamalarını kolaylaştırır. Aynı zamanda söylenmek istenen mesaj açık ve net bir şekilde aktarılmalıdır. Üstü kapalı mesajlar iletişimde sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır.
Aynı zamanda beden dili iletişim için önemlidir. Kişi kendisini ifade ederken jest ve mimikleriyle anlatmak isteği şeyleri destekleyerek anlatmalıdır. Suçlayıcı bir dil yerine yapıcı bir konuşma tarzı benimsenmelidir.
Sağlıklı iletişim kurabilmek etrafımızdaki insanlar ile olan ilişkileri güçlü kılar. Ve anlaşmazlıkların daha kolay çözülmesine katkıda bulunur.
İlişkide İletişim Problemi
Hayatta kurulan ilişkiler kişinin daha mutlu, daha huzurlu ve kişisel gelişimine de olumlu katkıda bulunabilmesi için önemlidir. Ancak karşımıza yaşanan ilişkileri zaman zaman yıpratan, anlaşmazlıkları çözmek yerine daha da çıkmaza sokan hatta büyük bir problem haline gelmeye başladığında bir ilişkinin bitmesine bile neden olabilen önemli bir sorun olarak iletişim problemleri çıkmaktadır.
İletişim problemleri ilişki içerisinde karşılıklı açıklık ve netliğin az olduğu veya hiç olmadığı zamanlarda sıkça ortaya çıkmaktadır. İlişki içerisinde yaşanabilecek olan iletişim problemleri iletişim eksikliğine yol açmaktadır. Bu durum dolaylı olarak çiftlerin arasındaki duygusal bağın da zedelenmesine neden olmaktadır. Duygusal bağ zedelendikçe aradaki iletişim kopukluğu daha da artabilmektedir. Anlaşmazlıklar derin bir hal alabilir.
İlişkide İletişim Problemleri Neden Olur?
Sağlıklı ilişkilerin temeli, etkili, açık ve net bir iletişim üzerine kurulmalıdır. Ancak, birçok ilişkide bu faktör göz ardı edilebilir ve iletişim problemleri ortaya çıkabilir. Bu ortaya çıkabilecek iletişim sorunları ilişkiyi zorlayabilir hatta önüne geçilemezse ilişkiyi sona erdirebilir. İletişim problemleri, ilişkilerin dinamiğine göre çeşitli nedenlere dayanabilmektedir.
İlişki içerisinde partnerler arasındaki iletişimde en sık karşılaşılan sorunlardan biri, karşılıklı olarak duygusal ihtiyaçların karşılanmaması veya ihmal edilmesidir. İlişkinin ben başında taraflar birbirlerine daha fazla dikkat ve özen gösterirken zaman içerisinde bu ilgi azalabilir. Bu durum, partnerlerin kendilerini ihmal edildikleri hissine kapılmasına ve iletişimde eksikliklerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu sorunu aşmanın yolu, partnerlerin duygusal ihtiyaçlarına daha fazla önem vermek, dikkat etmek ve tarafların birbirini ihmal etmeden duygusal olarak bağlılığı arttırmak için ilgi göstermeleridir.
Aynı zamanda çiftlerin iletişim becerilerinin eksikliğinde de iletişim problemleri sıklıkla yaşanmaktadır. Sonuç olarak her birey farklı bir iletişim tarzına ve farklı bir iletişim diline sahiptir. Bu farklılık zaman zaman iletişim problemlerine yol açabilir. Çiftlerden birisi açık ve doğrudan bir iletişim tarzına sahip olmayı tercih edebiliyorken diğer kişi daha dolaylı ve üstü kapalı şekilde bir şekilde iletişim kurmayı tercih edebilmektedir. Bu farklı tarzların olması çiftler arasında iletilmek istenen mesajların yanlış anlaşılmasına veya iletilmek istenen duyguların karşı tarafa geçmemesine neden olabilir. İletişim becerilerini geliştirmek bu noktada çok önemlidir. Empati yapmak, açık iletişim kurmak ve karşı tarafı dikkatli dinlemek, ilişkide daha sağlıklı bir iletişim sağlayabilir.
İletişim kurarken duygularda iletişime eşlik eder. Duygular bazen iletişimi kolaylaştırabileceği gibi bazen de zorlaştırabilir. Örneğin öfke, kızgınlık, suçlama, eleştiri, savunma mekanizmaları gibi duygu ve davranışlar olabilir. Bu tür duygu ve davranışlar, iki taraf içinde iletişimi zorlaştırır ve tarafları birbirlerinden uzaklaştırır. Sakin kalabilmek ve karşılıklı olarak çiftlerin birbirini suçlamadan kaçınması faydalı olabilmektedir.
Çiftler günlük hayatın koşturmasında, yoğun iş temposunda, aile sorumluluklarında, belki akademik hayatlarında veya kendi kişisel sebeplerin yarattığı stres nedeniyle birlikte zaman geçirmeye ve iletişim kurmaya yeterince zaman ayıramayabilirler. Bu durum, partnerler arasındaki duygusal ve iletişim bağının zayıflamasına ve dolaylı olarak iletişim eksikliğinin ortaya çıkmasına yol açabilir. İlişkinin sağlıklı ilerlemesi için tarafların birbirine vakit ayırması, dinlemesi, sohbet etmesi, sorular sorması önemlidir. Birlikte vakit geçirmek, günlük hayatın stresini atmak ve duygusal olarak bağlılık kurmak, ilişkinin sağlığını korumak için önemlidir.
Aynı zamanda iletişim eksikliği çiftlerin birbirlerine karşı hissettiklerini ve düşündüklerini iyi veya kötü herhangi bir paylaşımdan, kendilerini ifade etmekten kaçındıkları bir durumu ifade eder. Bu durum, partnerlerin birbirlerini daha iyi anlamasını ve ilişkilerini iletişim yönünden geliştirmelerini engeller. Aynı zamanda çiftler daha önce yaşadıkları ilişkilerden edindikleri deneyimleri olumsuz bir şekilde yaşadığı ilişkiye taşıyabilmektedir. Bu durum olumsuz deneyimler veya travma olayları iletişim konusunda bir eksiklik veya geri çekilme yaşatabilir. Bu durum bazen çiftlerin birbirine karşı daha kapalı iletişim kurmalarına neden olabilmektedir.
İlişkide Yaşanan İletişim Problemleri Nelerdir?
Farklı Düşünce Kalıpları: Çiftler arasında çiftlerin birbirlerinden farklı duygu, düşünce, ihtiyaç ve beklentilere sahip olması zaman zaman aralarında anlaşmazlıklar yaşanmasına ve buna bağlı olarak çatışmaların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Çünkü çiftler arasında farklı beklentiler ve düşünceler yer aldığında bu beklentiler ve düşünceler karşı tarafa açıkça ifade edilmediği sürece iletişim eksikliği yaşanabilmektedir. Çiftlerden bir taraf karşı tarafın ne istediğini veya düşündüğünü ne beklediğini açıkça ifade edilmemesinden kaynaklı bu beklentileri anlamamasına veya tahmin etmeye çalışmasına bazen de bu beklentileri karşılayamamasına neden olabilir.
Farklı düşünceler ve beklentiler, çiftler arasında duygusal bağın zedelenmesine neden olabilir. Çiftler birbirlerinin ihtiyaçlarını anlamadığında veya önemsemediğinde, ilişki içerisinde birbirlerinden uzaklaşabilir ve birbirlerine karşı ilgileri zamanla azabilir. Aynı zamanda farklı düşünce kalıplarına sahip çiftler birbirlerini anlayamadıklarında sinirlenebilirler. Beklentileri karşılanmadığı takdirde hayal kırıklığına da uğrayabilirler. Aynı zamanda iletişim eksikliği çiftlerin birbirlerini yanlış anlamalarına ve karşı tarafta yanlış bir izlenim bırakmalarına neden olabilmektedir. Farklı düşünceler ve beklentiler, sorunların sanki çözülemeyeceği hissini yaratabilir. Çiftler sorunların üstesinden gelmek yerine, ilişkilerinde sıkışmış hissedebilirler.
Empati Eksikliği: İlişkilerde empati eksikliği, çiftlerin birbirlerini anlamakta, duygu ve düşüncelerini desteklemekte zorlanmalarına neden olabilir ve bu da uzun vadede ilişkideki iletişimi olumsuz yönde etkileyebilir.
Partnerlerden birisi diğerinin duygusal ihtiyaçlarını veya kendisine, ilişkisine dair beklentilerini anlamadığında veya bu konuları önemsemediğinde, açık ve sağlıklı bir iletişim kurmak zorlaşabilir. Empati eksikliği, çiftler arasında yanlış anlaşılmalara ve kurdukları duygusal bağın zedelenmesine yol açabilmektedir. İlişkinin temelinde birbiriyle empati kurma eksikliği yaşandığında taraflar arasındaki iletişim bağı zedelenmektedir. Bu durum uzun vadede ilişkide sorunları görmezden gelinerek devam edilmesine rağmen derin duygusal bağların eksik olmasına neden olabilir.
Ayrıca ilişki içerisinde çiftler kendilerini anlaşılmamış veya düşüncelerine önem verilmediklerini hissettiklerinde savunmacı ve agresif hale gelebilirler. Bu da çatışmaların artmasına yol açar ve iletişim sorunları daha da çözülemez hale gelmesine neden olabilir.
Farklı İletişim Tarzları: İlişkide çiftlerden birisi açık ve net iletişimi tercih ediyorken bir diğeri kapalı ve dolaylı bir iletişim tarzını tercih ediyor olabilir. Bu iletişim tarzındaki farklılık çiftlerin sorun yaşamasına ve birbirlerini bazen anlamamalarına yol açabilmektedir.
Olumsuz İletişim Dili: Negatif bir iletişim dilini benimsemek ilişki içerisinde tarafların birbirine karşı daha mesafeli olmasına neden olabilmektedir. Bu mesafeden kaynaklı çiftler birbirine karşı yeteri kadar anlayışlı olamayabilirler. Aynı zamanda olumsuz bir iletişim dili ve bakış açısı sorunların kolay çözülmesinin önünde bir engel olabilir. Olumsuz bir iletişim tarzından kaçınmak ve pozitif bir iletişim dilini tercih etmek ilişkilerin daha sağlıklı ve sorunlarında çözülebilir olmasına yardımcı olabilir. Bu, anlayışlı, saygılı ve açık iletişim kurmaktan geçer.
Geçmişi Gündeme Taşımak: Geçmişe takılı kalmak veya geçmişteki yaşanan bir sorunu o ana taşımak yaşanılan anlık sorunları çözmek için gösterilen çabanın etkisini olumsuz yönde etkileyebilir. Çiftler bazen geçmişte yaşanan sorunları da kullanarak manipülatif bir şekilde tartışmalara yaklaşabilirler. Geçmişteki hataları ve suçlamaları gündeme getirerek karşısındakini kontrol etmeye çalışabilir. Ancak bu sağlıklı bir iletişimi engelleyen bir unsurdur.
Geçmişteki olaylar, o an yaşanan sorunların çözümüne odaklanmak yerine suçlama ve bu suçlamalar yüzünden olan tartışmanın üzerine yeni tartışmaların çıkmasına yol açabilir. Çiftler geçmiş hataları tekrar tekrar gündeme getirerek sorunları çözmek yerine yeni sorunlar yaratabilirler. Bu durum, iletişimde karmaşaya yol açabilmektedir.
Partnerini Küçümsemek: İlişki içerisinde partnerini küçüksemek veya önemsemeyip ikinci planda tutmak partnerin duygusal anlamda incinmesine, kendisine ve ilişkisine karşı güven kaybı yaşamasına neden olabilir. Bu durum ilişkide uzun vadede partnerin kendini değersiz hissetmesine yol açabilmektedir. Duygu ve düşüncelerinin önemsenmediğini veya küçümsendiğini hisseden kişi ilişki içerisinde kendisini ifade etmekten uzak durmaya başlar. Duygusal anlamda soğukluk yaşanmasına neden olur. Sağlıklı bir ilişki, saygı ve sevgi çerçevesinde yaşanmalıdır. Bu nedenle çiftlerin birbirinin duygu ve düşüncelerini küçümsemesi ve olumsuz yönde yaptıkları yıkıcı eleştiri ilişkiyi ciddi şekilde çatışmalara sürükleyebilir.
Küsmek veya Konuşmamak: Herhangi bir durum karşısında iletişimi aniden kesip duvar örmek bir süre konuşmamak iletişimi kesintiye uğratır. Partnerlerin arasında bir duvar oluşmasına sebep olur. Bu duvar hem iletişim kurulmasını hem de aradaki duygusal bağın gelişmesine engel olur. Duvar örüp konuşmamak, yaşanan sorunların birikmesine ve zamanla daha büyük sorunlara dönüşmesine neden olmaktadır. Çünkü sorunlar görmezden gelindiğinde veya ertelendiğinde, daha sonra çözülmesi daha zor şekilde tekrardan gündeme gelirler. Aynı zamanda ilişkinin daha soğuk ve mesafeli ilerlemesine sebebiyet verilir.
Küskünlük yaşamak ve çiftlerin konuşmak yerine gereğinden fazla bir süre sessizliğe bürünmesi tarafların kendi içlerinde çatışmalarına neden olabilir. Ve duygusal olarak rahatsızlıkları daha çok yaşanabilir.
Yıkıcı ve Eleştirici Olmak: Bir anlaşmazlık yaşandığı anda eğer partnerlerden biri diğerini direkt olumsuz yönde eleştirir veya suçlarsa karşı tarafta kendisini otomatik olarak savunmaya alma eğilimi gösterebilir. Bu durum da iletişimin zorlaşmasına neden olmaktadır. Çiftler karşı taraftan eleştirildiklerinde veya yargılandıklarında onlara karşı duvarlarını örebilirler ve gerçek düşüncelerini veya duygularını paylaşmaktan kaçınırlar. Bu durum sorunların çözümünü daha da karmaşık hale getirebilir.
Yapıcı olan geri bildirimlerde bulunmak partnerlerin sorunları çözmesinde yardımcı olur. Aynı zamanda oluşacak duygusal boşlukları engeller. Karşı tarafla empati kurmak, dinlemek ve açık iletişim kurmak ilişkiyi ve iletişimi her zaman olumlu yönde etkiler. Bu nedenle, eleştiriyi ve yargılamayı ilişkide en az düzeye indirmek ve yapıcı bir iletişim tarzını kullanmak sorunlar konusunda daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilmeyi destekler.
Sorunları İkinci Plana Atmak: Sorunlar görmezden gelindiğinde çözülmez ve aksine sorunlar üst üste birikmeye devam eder. Çiftler biriken sorunlardan dolayı duygusal olarak uzaklaşabilir ve önemli konuları konuşmaktan kaçınabilirler.
Görmezden gelinen veya önemsiz görülen sorunların konuşulmaması bir süreden sonra çiftlerin hissettikleri rahatsızlık veya memnuniyetsizlik duygularını bastırmaya başlamasına neden olur. Bu da olumsuz duygu patlamalarının yaşanma ihtimalini çoğaltır. Aynı zamanda sorunları açıkça ifade etmek ve çözmek için iletişim kurmak, çiftlerin birbirlerine karşı olan iletişim becerilerini geliştirmenin önemli bir parçasıdır.
Sorunları görmezden gelmek, bu becerileri zayıflatabilir ve iletişim sorunlarına yol açabilir. Aynı zamanda kalan sorunlar ilişkide iki tarafında tatminsizlik hissetmesine sebep olabilir. Görmezden gelinen veya ikinci plana atılan sorunlar uzun vade de daha büyük sorun olarak tekrar ortaya çıkar.
İlişkide İletişim Problemleri Nasıl Çözülür?
Çiftler arasındaki ilişkiler, sağlıklı iletişim becerileri temelinde inşa edilmelidir. Ancak, ilişkilerde zaman zaman her iki taraftan kaynaklı iletişim problemleri ortaya çıkabilir. Bu problemler, ilişkileri zorlaştırabilir, çiftler arasındaki gerginliği artırabilir ve duygusal anlamda kırılmaya neden olabilir.
İyi Dinleyici Olmak: İyi ve sağlıklı bir iletişimin temel noktası karşı tarafı aktif bir şekilde dikkatle dinlemektir. Karşıdaki kişiyi anlamaya çalışmak ve onun söylediklerine odaklanmak gereklidir. Karşı tarafın sözünü kesmeden dinlemek aradaki duygusal bağı güçlendirecektir. Aktif şekilde dinlemek, karşıdaki kişinin ne söylemek istediğini anlamaya ve onu duygusal olarak empati kurmak için çaba göstermek karşı tarafı daha iyi benimsemeye yardımcı olur. Çünkü çiftlerin karşılıklı bakış açısı ve duyguları anlaşıldığında ilişkiler daha sağlıklı olabilmektedir.
Çiftler birbirlerine söyledikleri şeylerin önemsendiğini hissettiğinde, daha açık ve dürüst bir iletişim kurmaya daha yatkın olurlar. Aynı zamanda çiftler karşılıklı birbirlerinin duygularını ve beklentileri dikkate alarak, sorunları daha yapıcı bir şekilde çözmek için çaba sarf etmelidir. Böylelikle sorunları daha iyi anlayarak ve karşıdaki kişinin görüşlerine saygı göstererek, ortak çözümler bulmak daha kolay olur.
Empati Kurun: Empati kurabilmek ilişki içerisinde partnerin duygularını ve bakış açısını anlamaya çalışmak anlamına gelmektedir. Empati kurabilmek karşıdaki kişinin duygularını anlayacağınızı ya da anlamak istenildiğini ve bu duyguları düşünceleri önemsediğinizi gösterir. Bu durum çiftler arasındaki duygusal bağı güçlendirir ve ilişkinin daha derin ve sağlıklı olmasına katkıda bulunur.
Olayları bir de partnerin gözünden değerlendirebilmek sorunların başka bir pencereden incelenmesine fırsat verir. Böylelikle sorunlar için çözüm seçenekleri çoğalır.
Açık İletişim Kurun: İletişimde karşı tarafa karşı her zaman netlik önemlidir. Düşünceleri ve duyguları anlaşılır bir şekilde ifade etmek çiftlerin birbirlerini daha kolay anlamalarını sağlar. Açık iletişim, karşıdaki kişinin güven duymasını sağlar. İhtiyaçları ve duyguları paylaşarak, karşıdaki kişiye dürüst olunduğu gösterilmelidir. Bu, ilişkide güvenin artmasına ve dolaylı olarak da iletişimin kuvvetlenmesine fayda sağlar.
Aynı zamanda karşılıklı net iletişim kurabilmek duygusal bağların güçlenmesine yardımcı olur. Duygusal deneyimleri ve düşünceleri paylaşmak, karşıdaki kişiyle daha derin ve sağlıklı bir bağ kurmayı sağlar. Böylelikle çatışmaların daha etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olur. Sorunlar hakkında açıkça konuşmak yanlış anlamaları önleyebilir ve anlaşmazlıkları daha yapıcı bir şekilde ele almaya fırsat yaratabilir.
İhtiyaçları ve beklentileri açıkça ifade ederek, problemlerin üzerine daha etkili bir şekilde gidilebilir. Karşılıklı duygu ve düşüncelerin net bir şekilde paylaşılması sağlıklı tartışmaları teşvik eder. İlişkilerde farklı görüşlere sahip olmak normaldir. Herkesin kendisine göre bir bakış açısı vardır ve oradan değerlendirir. Ancak açık iletişim odaklı olunduğu zaman bu farklılıklara rağmen ortak çözüm için sorunlar ele alınabilir. Üstü kapalı mesajlar sorunların çözülmesi yerine sorunların belki de o an için kapanmasına ancak uzun vadede daha büyük ve anlaşılamaz şekilde ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Öfke-Stres Duygu Kontrolü: Öfke ve stres, iletişimi olumsuz etkileyebilir. Öfke ve stresi yönetebilmeyi öğrenmek çiftler arasında daha iyi iletişim sağlar. Öfkenin, stresin veya herhangi bir olumsuz duygunun kontrolsüz bir şekilde patlak vermesi, o anda ilişkideki iletişimi engelleyebilir veya olumsuz bir şekilde tartışmanın daha da büyümesine sebep olabilir. Bu yüzden tartışma içerisinde yaşanan ve oluşan öfkeyi ve stresi yönetmek, daha sakin ve mantıklı bir şekilde iletişim kurulmasına yardımcı olur.
Olumsuz olan duyguların kontrol edilmesi, karşıdaki kişiye karşı anlayışla yaklaşmayı sağlar. Empati kurma yeteneğini de olumlu yönde geliştirir. Çiftler kendi duygusal tepkilerini kontrol etmeyi öğrenmelidir. Ancak bu şekilde ortak bir çözüme gidilebilmektedir. Öfkenin veya stresin bir anda aşırı yükselmesi, belki de halledilebilecek olan küçük sorunların büyümesine neden olabilir. Bu nedenle bu duygusal tepkileri kontrol etmek, çatışmaların daha sağlıklı bir şekilde çözülmesine katkı sağlar.
Kişi çok yüksek duygular yaşarken bu özellikle öfke ve stres ile tartışma esnasında hararetle karar almaya ve bu kararın da genellikle ani bir karar olmasına ve yanlış olabilmesine yol açar. Öfke ve stres yönetimi becerisi ilişkide ve tartışma anında daha sağlıklı ve dengeli kararlar almaya yardımcı olur, çünkü duygusal tepkilerin etkisi olumsuzdan olumluya döner.
Duyguların yönetilmesi özellikle olumsuz duyguların yönetilmesi ilişkide olumlu duyguların daha çabuk ortaya çıkmasına ve bu anlamda bağlılık kurulmasına yardımcı olur. Daha destekleyici ve anlayışlı olabilmek ilişkinin atmosferini olumlu kılar.
Çiftler arasında olumsuz duygularını yönetebilen kişi partnerine de bunu nasıl yapabileceğini öğretebilir ve gösterebilir. Bu şekilde karşılıklı olarak birbirlerini anlamaya yönelmiş olurlar.
Sorular Sorun: Sorular sorarak iletişim kurmak genel geçer ve sorunun çözümüne yaklaşmayan konular konuşmaktan öteye geçilmesine yardımcı olur. Sorular yöneltildiğinde kişi o olay veya sorun hakkında daha fazla ayrıntı ve seçenek düşünme eğiliminde olur. Bu da daha derin iletişimin bir unsuru olarak karşımıza çıkar. Aynı zamanda çiftlerin karşılıklı olarak birbirlerinin duygularını ve düşüncelerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bu durum sorular sormanın yanı sıra empati kurmayı kolaylaştırır ve karşıdaki kişiye duygusal anlamda daha fazla destek olmayı sağlar. Ayrıca sorular sayesinde sorunların kaynağına daha rahat inilir. Sorunlar daha iyi anlaşılır ve sorunlara dair çözüm yolları daha etkili ve rahat bir şekilde belirlenmiş olur.
Profesyonel Destek Alın: Bir uzman yaşanılan ilişkiyi tarafsız bir şekilde her iki tarafın gözünden bakarak gözden geçirebilir ve yaşanılan iletişim problemlerini daha objektif ve detaylı bir şekilde değerlendirebilir. Bu değerlendirme ilişkide yaşanan duygusal tepkileri, iletişim problemlerini, iletişim problemlerinin ana kaynağını, çözüme nasıl yaklaşılması gerektiği gibi durumların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Uzmanlar yaptıkları ve yapacakları değerlendirmeler ile çiftlere iletişim problemlerini çözmeye odaklı çözüm stratejileri ve seçenekleri sunabilirler.
Hangi iletişim tarzının kullanılması gerektiği veya tartışma esnasındaki davranışların daha iyi geliştirilmesi, yaşanılan sorunların gerçek olan nedeninin anlaşılması ve bu sorunları çiftlerin doğru bir şekilde ele alabilmeleri için etkili yöntemler geliştirebilirler. İletişim problemleri ilişkide stres, öfke, ani patlamalar gibi duygusal zorluklar yaratabilmektedir. Bu nedenle bu tür bir destek tartışmaların daha rahat çözülebilmesi için çok önemlidir. Uzman desteği çiftlere çatışmaları daha sağlıklı bir şekilde yönetme ve çözüm odaklı olabilme becerileri kazandırmak konusunda yardımcı olacaktır.
İlişkideki İletişim Problemleri Önlenebilir Mi?
Evet, ilişkideki iletişim problemleri önlenebilir. Çiftler iletişim becerileri konusunda kendilerini geliştirerek bu durumu ilişki içerisinde yönetebilirler.
Ancak unutulmaması gereken kısım şudur: Her kişinin kendisine has iletişim tarzı vardır ve her yaşanan ilişkinin dinamiği birbirinden farklıdır. Bu yüzden çiftler arasında yaşanan iletişim sorunları da durumdan duruma farklılık göstermektedir. İlişkideki iletişim problemlerini ve iletişim becerilerini ele almak her iki tarafında çabasının olması ve bu konuda karşılıklı çiftlerin birbirine destek olması çok önemlidir.
İlişkideki İletişim Problemlerinde Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), iletişim problemleri gibi birçok ilişki içerisinde yaşanabilen sorunların terapisinde kullanılan etkili bir terapi yaklaşımı olarak uygulanmaktadır. İletişim problemleri, ilişki içerisinde genellikle çiftlerin birbirinden farklı düşünce ve davranışların bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Bilişsel davranışçı terapi bu anlamda ilişkide yaşanan sorunların temelini çözebilmek için ilişkiyi bütünüyle ele almaktadır.
Bilişsel davranışçı terapi, çiftlerin arasında yaşanan sorunlardaki iletişim sorunlarını daha iyi anlamak için iki tarafında bakış açısını görebilmek ve düşünce tarzlarını anlayabilmek için analizi yapmayı içerir. Çiftlerin sahip oldukları düşünce kalıplarını ve doğrularını incelemek, ilişkide yaşanan iletişim sorunlarının temel nedenlerini belirlemeye ve ortaya çıkarmaya yardımcı olabilmektedir. Uzman burada çiftlerin sahip oldukları yanlış veya olumsuz düşünce kalıplarını tanımasına ve bu yanlış olabilecek düşünce kalıplarını daha sağlıklı düşünce kalıpları ile değiştirmesine ve geliştirmesine yardımcı olur.
Bilişsel davranışçı terapi, kişilerin kendi iletişim davranışlarını anlamalarına ve bu davranışları değiştirmelerine yardımcı olabilir. Bu bağlamda çiftler kendine de objektif bir yönden bakma fırsatını yakalamış olur. Uzman terapi süresince çiftlerin sahip oldukları iletişim tarzlarını değerlendirir ve daha sağlıklı ve etkili iletişim becerilerini öğretir. Ve bunları hayata uyarlamasına yardımcı olur. Bu gelişim çiftlerin daha pozitif ve yapıcı iletişim tarzları ve alışkanlıkları geliştirmesine yardımcı olmaktadır.
Bilişsel davranışçı terapi aynı zamanda çiftlerin duygusal tepkilerini anlamayı ve tartışma esnasında yaşanabilecek duygusal patlamaları yönetmeyi öğretir. Çünkü iletişim problemleri beraberinde duygusal tepkilere neden olur. Bu bağlamda bilişsel davranışçı terapi, kişinin duygusal tepkilerini daha sağlıklı bir şekilde ele almasına yardımcı olmakla beraber, iletişimde daha iyi bir kontrol ve anlayış sağlayabilir. Bunun karşılıklı yapılması gerekir.
Ayrıca bilişsel davranışçı terapi doğru ve etkili iletişim becerilerini geliştirmek için pratik yöntemler ortaya koyar. Bu iletişim becerileri çiftlerin birbirini dinleme, birbiriyle empati kurma, birbirlerine karşı açıklık ve dürüstlük gibi temel iletişim unsurlarını içerir.
Bilişsel davranışçı terapi, terapi süresi dışında da bu bahsedilen etkili ve sağlıklı iletişim becerilerini pekiştirmek ve hayata uyarlayabilmeleri için ev ödevleri verebilmektedir. Bu, terapinin günlük yaşamda yansımasına görebilmek adına önemlidir.
Her kişinin ve dolayısıyla her çiftin, ilişkinin ihtiyaçları farklıdır. Bu farklılıklar nedeniyle terapi türü kişiye ve çiftlere özel bir şekilde geliştirilmelidir. İletişim problemleri yaşayan bir kişi veya çift, bir uzman ile beraber ortak bir şekilde çalışarak hangi terapi yönteminin en uygun olduğunu belirleyebilir ve bu yönde en doğru terapi planını oluşturabilmektedir.
Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.