09:00 - 20:00
OfisAy Palas Rezidans Hoşnudiye Mahallesi 732. Sokak N: 34 D: 37 Tepebaşı / ESKİŞEHİR
Bizi Takip Edin

Öfkeli Bir Partner ile İlişkide Olmak

Öfke, bireyin istek, ihtiyaç ve planlarının engellenmesi ve haksızlıklara uğraması karşısında, kendini olumlu yollardan ifade edememesi sonucunda yaşadığı bir duygu durumudur. Sık olarak yaşanan, küçük hayal kırıklıklarından yoğun hiddete kadar değişik süreçlerde ve yoğunluklarda var olan, fizyolojik ve biyolojik değişimlerin de eşlik edip etkide bulunduğu normal bir duygudur.

Ancak öfke kontrol edilemeyen ve yıkıcı bir biçimde davranışlara yansıyarak saldırgan ve son derece tahrip edici tepkilere dönüşme potansiyeline sahiptir. Kontrolden çıktığı takdirde kişinin aile, okul, sosyal hayatında, ikili ilişkilerinde ve yaşam kalitesinde sorunlar yaşamasına sebep olur. Öfke duygusunun, engellenme ve saldırganlıkla ilişkilendirildiği görülmektedir. Kontrolsüz öfkenin hem birey hem de toplum üzerinde inanılmaz bir etkisi vardır.

Öfke anında kişide kalp atış hızı artar, kan basıncı yükselir, terleme artar ve solunum hızlanır. Beyindeki kimyasal dengesizlikler öfkeye neden olabilen etkenler arasındadır.

Pek çok kişisel ve sosyal problemlerin temelinde öfke vardır. Öfke hem dışsal hem de içsel bazı olaylarla ortaya çıkar. Arkadaşınız, anneniz, kardeşiniz, sokaktaki bir adam, öğretmeniniz gibi belli bir insana öfkelenebileceğiniz gibi; trafik sıkışıklığı, iptal edilen bir randevu gibi bir olaya da öfkelenebilirsiniz. Öfkelenmenizden kendi kişisel kuruntularınız sorumlu olabileceği gibi, daha önceden başınızdan geçmiş ve sizi öfkelendirmiş bazı olayların anıları da sorumlu olabilir.

Genelde insanlar öfke ile ilgili olarak ne kadar sıkıntıları olsa da genellikle bunu kabul edip konuyla ilgili yardım istemek yerine öfke ve benzen duygularını daha çok bastırmaya, inkâr etmeye ve yok saymaya çalışırlar. Birçok çalışmada sağlıklı biçimde ifade edilemeyen ve bastırılmaya çalışılan öfkenin ise kronik kalp damar hastalıklarına, baş ağrısına, yüksek tansiyona ve mide hastalıklarına yol açarak kişinin fiziksel sağlığı için ciddi tehditler oluşturduğu tanımlanmaktadır.

Öfkenin ne bastırılması ne de inkâr edilmesi sağlıklı ve etkili bir ifade yolu olarak görülmemektedir. Sonuçta her tür öfkenin kişiyi uyarıcı, koruyucu veya harekete geçirici bir işlevi vardır. Dolayısıyla öfke organizmayı bir problem olduğunda uyarır ve kendisine zarar verici veya saldırgan davranma eğiliminden kişiyi haberdar etmede etkin bir rol oynar. Öfkenin sağlıklı olarak yaşanıp ve yönetilebilmesi için kabul edilmesi, nedenlerinin ve biçiminin anlaşılması ve kesinlikle saldırgan biçimlerde ifadesinin kontrol edilmesi gereklidir.

Öfke hem yöneldiği hedefi hem de kaynağını olumsuz bir yaşantı içine sokmaktadır. Birey öfkelendiğinde enerji dolar ve 4 boyut birbiriyle ilişkili ve eşzamanlı olarak aktif olur.

Bu boyutlar;

Biliş-O andaki düşüncelerdir.

Duygu-Öfkenin yol açtığı bedensel ve ruhsal uyarılmadır.

İletişim-Öfkeyi çevredekilere yansıtma biçimidir.

Davranış-Öfkeli olduğunda sergilenen davranışlardır.

Öfke durumunda bedensel tepkiler; diğer duygular gibi fizyolojik ve biyolojik değişimlerle birlikte hissedilir. Öfkenin fiziksel işaretlerinde: Uyaran duyguyu harekete geçirir, stres ve gerginlik başlar, enerjiyi arttıran adrenalin salgısı artar, nefes alıp verme sıklaşır, kalp atışları hızlanır, kan basıncı artar, böylece vücut ve zihin, savaş ya da kaç tepkisi için hazırdır.

Davranışçı yaklaşıma göre öfke, davranışla tanımlanır, duygu davranış ve davranma eğilimi tarafından oluşturulur. Bilişsel yaklaşıma göre öfkelenmenin nedeni aslında o olayla ilgili sahip olunan düşüncedir. Bilişsel davranışçı yaklaşıma göre öfke, biliş ve davranışın karşılıklı olarak etkilendiği, bilişsel kökenli duygusal durum olarak tanımlanmaktadır.

Öfke bireyin ruh halini gösteren duygulardan biridir. Bireyde içe dönük öfke ve dışa dönük öfke şeklinde yaşanabilir. Bireyin ruh sağlığı, sağlıklı olsun ya da olmasın öfkenin yaşamına yansıması bu şekilde olabilmektedir.

Öfkeye yol açan faktörlerden biri de sosyokültürel olabilir. Öfke çoğunlukla olumsuz olarak algılanır; bireylere kaygı, depresyon ve diğer duyguları ifade etmenin normal olduğu, öfkeyi ifade etmenin ise doğru olmadığı öğretilir. Bu yüzden de öfkeyle nasıl başa çıkabileceği ya da onu ne şekilde yapıcı yollara kanalize edebileceği öğretilmemiştir.

Araştırmalar aile yaşantısının da rolü olduğunu göstermiştir. Buna göre çabuk öfkelenen insanların, tipik olarak yıkıcı, kaotik ve duygusal iletişimi iyi olmayan ailelerden geldiği bildirilmiştir.

Buna göre; öfke, kişilerarası iletişimi etkileyebilen bir duygudur, bu nedenle bireylerin kendi öfke durumlarını tanıyabilmeleri ve öfkelerini kontrol edebilmeleri önemlidir.

 

Öfkenin Fizyolojik Etkileri Nelerdir?

evlilikte öfke

İnsanlar öfkelendikleri zaman gösterdikleri fizyolojik tepkiler şu şekilde sıralanabilmektedir:

  • Kas geriliminin artması
  • Kaşların çatılması
  • Dişlerin gıcırdatılması
  • Ters ters bakma
  • Yumrukları sıkma
  • Yüzün kızarması
  • Özellikle el ve ayakta titreme hissi
  • Vücudun çeşitli bölgelerinde seyirmeler olması
  • Terleme
  • Kontrol kaybı
  • Sıcaklık hissi
  • Nefes alırken tıkanma hissi
  • Baş ağrısı
  • Hareketlerin hızlanması

 

Öfkeli Kişinin Özellikleri Nelerdir?

Öfkeli Partnerle İlişki

Öfkeli bir kişi küçük ya da çok fazla önemli olmayan basit olaylara veya durumlara aşırı tepki gösterebilir. Bu tepki genelde çevredeki kişiler için abartı olarak algılanabilir.

Genelde sabırsız olurlar. İstedikleri şeylerin hemen gerçekleşmesini isterler. Gerçekleşmemesi bazen sinirli tepkiler vermelerine sebep olabilir.

Öfke, kişilerin öfke anında mantıklı düşünmesine engel olabilir. Mantıktan uzak bir durumda çatışmaların yaşanması daha olağandır.

Öfkeli kişiler, iş veya ilişki gibi yaşamsal alanlarda uyum sorunları yaşayabilirler, çünkü öfke, iş birliği yapmayı zorlaştırabilir.

Sürekli öfke, stres seviyelerini artırabilir ve fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir, özellikle yüksek tansiyon gibi sorunlarla ilişkilendirilebilir.

Öfkelilik, kişinin hayat kalitesini olumsuz etkileyebilir ve çevresindeki ilişkileri zorlayabilir. Öfke yönetimi teknikleri, öfkeli kişilerin daha sağlıklı ve uyumlu bir şekilde tepki vermesine yardımcı olabilir.

 

Öfkenin Belirtileri Nelerdir?

Sık sık öfkeli hissetmek: Öfke duyan kişiler kendilerini basit bir olay karşısında bile öfkeli hissedebilirler. Bazen bu öfke, gerçek sebepleri olmadan da ortaya çıkabilir.

Kontrol edilemeyen öfke patlamaları yaşamak: Öfkeli kişiler, küçük bir olayın bile kendilerinde büyük bir öfke patlamasına neden olmasına izin verebilirler. Bu patlamalar sırasında, kişi kendine ya da başkalarına zarar verebilir.

Sık sık çatışmalar yaşamak: Öfke durumunda kişi sık sık başkalarıyla çatışma yaşarlar. Bu çatışmalar sebebiyle, sosyal ilişkileri zarar görebilir.

Kısa sürede sinirlenmek: Öfke yüzünden kişiler küçük bir problem karşısında bile kısa sürede sinirlenebilirler. Bu sinirlenme, bazen normalde yaşanmayacak bir tepki olabilir.

Öfkeyi içinde biriktirmek: Öfke duygusu her zaman dışarı vurulmayabilir. Bu kişiler öfkelerini içlerinde biriktirebilirler ve daha sonra patlama yaşayabilirler.

Bağımlılık ya da şiddet davranışları göstermek: Öfkeden dolayı bazen kişiler bağımlılık ya da şiddet davranışları sergileyebilirler. Bu davranışlar, kişinin sağlığını ve hayatını tehlikeye atabilir.

 

Öfkeli Bir Partner ile İlişki

Bu tür bir ilişki, çoğu zaman karşılıklı anlayış eksikliği, iletişim sorunları ilişkide empatinin kurulamaması nedeniyle gelişebilir. Öfke, ilişkilerin içinde olumsuz bir etki yaratabilir ve bu durum hem fiziksel hem de duygusal olarak zarar verme ihtimaline sahiptir.

Öfke ile ilgili bir durumda ilişkide ilk adım, sorunun kaynağını anlamak olmalıdır. Öfke nedenleri kişiden kişiye farklılık gösterir. Karşıda öfkelenen biri olduğunda partnerinizin neden böyle hissettiğini öncelikli olarak anlamaya çalışın.

Ardından, ilişki içerisinde karşılıklı olarak iletişim becerilerini geliştirmek öfke anında daha rahat iletişim kurulabilmesi için önemlidir. Açık, dürüst ve empatik bir şekilde yaklaşmak, sorunların daha kolay çözülmesine yardımcı olabilir.

Öfke anında herkesin kişisel sınırı olduğu unutulmamalıdır. Ve partnerlerin rahatsızlık duyduğu zamanlarda kendilerini korumaya çekme hakkı vardır, olmalıdır. Öfke doğal bir duygudur ancak öfkenin saldırganlık boyutu sınır ihlal edici ve kabul edilemezdir. Kişi kendisini tehlikede hissettiğinde yardım aramak önemlidir.

Öfke konusunda profesyonel destek almak, özellikle ilişkinin çok karmaşık veya tehlikeli bir hal almaya başladığında çok önemlidir. Terapistler, çiftlere duygusal ve ilişkisel sorunlarını ele almak konusunda yardımcı olabilirler.

Sonuç olarak, öfkeli bir sevgili veya eşle ilişkide tartışmalar esnasında başa çıkmak zor olabilir, ancak ilişkinin temel sorunlarını anlamak ve çözmek için iki tarafında çaba sarf etmesi önemlidir. İletişim, empati ve profesyonel yardım, bu zorlu durumların üstesinden gelmede yardımcı olabilir.

Sevgilimin Öfke Problemi Olduğunu Nasıl Anlarım?

Sevgilinizin öfke problemi olduğunu anlamak için dikkat etmeniz gereken bazı işaretler elbette ki vardır. İşte bu durumlardan bazıları:

Sık Sık Yaşanan Patlamalar: Sevgiliniz sık sık öfkeli patlamalar yaşarsa, özellikle de bu patlamalar küçük sorunlarda hızlı bir şekilde ortaya çıkıyorsa, bu bir işaret olabilir.

 

Kontrolü Olmayan Davranışlar: Öfke sorunu olan kişiler, öfkelendikleri zaman davranışlarını kontrol edemeyebilirler. Bu nedenle sözlü veya fiziksel saldırganlık, nesneleri kırma veya zarar verme gibi kontrolsüz davranışlar ile ortaya çıkabilir.

 

Negatif Dil Kullanımı: Sevgiliniz öfkelendiğinde saldırgan veya küçümseyici bir dil kullanabilir. Argo kelimeler veya hakaret etmek sık görülen bir davranış olabilir.

 

Olaydan Kaçınma: Öfke sorunu yaşayan bir kişi, sorunlarıyla yüzleşmek yerine o anda ortak bir çözümden kaçınabilir veya iletişimi tamamen kesmeye yönelebilir. Bu durum ilişkide iletişim sorunlarına yol açabilir.

 

Sürekli Stres: Öfke sorunu yaşayan bir kişi sürekli olarak stres altındadır. Küçük stres faktörleri bile ilişkide büyük öfke patlamalarına neden olabilir.

 

Pişman Olma: Öfke patlamalarının sevgiliniz pişmanlık duyabilir ve özür dileme eğiliminde olabilir. Ancak bu davranışlar sorunun çözülmesine yardımcı oluyorsa güzeldir. Sonrasında öfke döngüsü aynen devam ediyorsa bu sadece anı kurtarmaktan öteye gitmeyecektir.

 

Başkalarını Suçlama: Öfke sorunu yaşayan bir kişi genellikle başkalarını suçlar ve kendi sorumluluklarını kabul etmekten kaçınabilir.

 

Fiziksel Belirtiler: Öfke patlamaları sırasında kişi fiziksel olarak da belirtiler gösterebilir, bu belirtiler arasında hızlı kalp atışı, titreme, terleme ve yüzün kızarması bulunabilir.

 

Sürekli Öfkeli Hissetme: Öfke sorunu yaşayan bir kişi sürekli olarak öfkeli hissedebilir ve küçük şeylerden hızlıca rahatsız olabilir.

 

Evlilikte Öfke Problemi

Değişen ve gelişen özelliklerinin yanı sıra temel özelliklerini koruyarak yaklaşık dört bin yıldır var olan evlilik kurumu, evli bireylerin yaşamının büyük bir kısmını kaplayan kişilerarası ilişkilerdendir. Diğer kişilerarası ilişkilerle benzer şekilde, evlilikte de eşler arasında iletişimin bir sonucu olarak, zaman zaman çatışmalar yaşanabilmekte, bu çatışmaların normal olduğu ve her ilişkide yaşanabileceği ifade edilmektedir.

Yaşanan çatışmalar sırasında birçok duygu ortaya çıkmaktadır. Duygular, eşlerin evlilik ilişkisindeki davranışlarını belirleyen önemli faktörlerden biridir. Duygular, karşılıklı olarak eşlerin düşüncelerini, davranışlarını, nasıl iletişim kurduklarını, ilişkinin kalitesini ve devamlılığını etkileyebilmektedir.

Evlilikte bireylerin yaşadığı bazı temel duygular vardır. Bu duygulardan bazıları; öfke, kaygı, korku, mutluluk, üzüntü ve şaşkınlık gibi duygulardır.

Öfke, eşlerin yaşadığı temel duygulardan biridir. Öfke, her kültürden bireyin yaşadığı evrensel bir duygudur. Kişiler yaşadıkları öfkeyi ifade etmek için bazı davranışlar ortaya koymaktadırlar ve bu davranışlar yaşanan öfkenin sıklığı, yoğunluğu ve süresine göre farklılık göstermektedir.

Öfke yaşayan kişilerin bazıları öfkeyi o an gösterirken, bazıları öfke yaşamalarına neden olan olay ya da durum sona erdikten sonra yaşadığı duygunun farkına varmakta ve bazıları ise yaşadığı öfkeyi bastırmaktadır. Bazı bireyler, bunalsalar ya da kendilerini kurban gibi hissetseler de yaşadıkları öfkeyi ifade etmeyerek diğerlerinden saklamaktadırlar.

Duygu ve düşüncelerini birbirlerine açan eşlerin evliliklerini daha kaliteli olarak algıladıkları belirtilmiştir.

Evli bireylerin yaşadıkları öfkeyi ifade etmeyerek saklamasının kendileri ve ilişkileri için çeşitli olumsuz sonuçları olacağı söylenebilir. Bu sonuçlardan biri de kişi herhangi bir olay durum ya da yaşantı ile ilgili duygu, düşünce ve davranışlarını bilinçli bir şekilde sakladığında dışa yansıyan benliği ile gerçek benliği arasında bir fark ortaya çıkmaktadır. Bireyin bulunduğu sosyal ortamlarda kendini güvende hissederek, diğerlerinin beklenti ve etkisinde kalmadan yaşadığı duyguları, aklından geçen düşünceleri ve yapmak istediği davranışları saklamadan yaşaması ve kendini açması alan yazında otantiklik olarak ifade edilmektedir.

Öfke, eşlerin evlilik ilişkisinde yaşadığı birçok duygudan sadece biridir. Evlilikte öfke duygusunu önemli hale getiren ise, bu duygunun hissedilmesinden ziyade öfkenin ifade edilme tarzıdır çünkü eşlerin öfkeyi nasıl yaşadıkları ve birbirlerine ifade etme tarzları evlilik ilişkisini etkilemektedir. Eşlerin kullandığı öfke ifade tarzlarının, evlilikten aldıkları doyumu, aralarındaki yakınlığın düzeyini, yaşanan çatışmaların sıklığını, çatışma anlarında kullandıkları iletişimin özelliklerini, yaşanan çatışmaların çözülmesini ve bu yaşantıların içinde olan çocukların davranışlarını çeşitli şekillerde etkilediği yapılan araştırmalarla ortaya koyulmuştur.

Bireylerin öfkelerini ifade etme tarzları, kişilerin cinsiyetleri, kişilik özellikleri, sosyal-çevresel özellikleri veya statü ve otorite gibi öfkenin kaynağına göre değişebilmektedir.

Öfke çoğu zaman evli çiftler arasındaki farklılıkların belirtisidir; fakat genellikle birçok eş bu öfke duygusuyla nasıl edeceklerini bilmediklerinden bu duyguyu olumlu bir sürece dönüştürememektedir. Çiftler için öfkeye karşı korku hissetmeleri ve öfkeye dair bilişsel çarpıtmalara sahip olmaları yaygınlık gösterir. Bazı çiftler istedikleri kadar öfkelenmenin hakları olduğunu düşünürken, bazıları da bu duygudan korktukları için mümkün olduğu kadar öfkelenmekten ya da öfkeyi belli etmekten kaçınmaktadırlar.

Çiftler çatışma yaşadıklarında çoğunlukla iki problem ile yüzleşmektedirler. Bunlar, çatışmanın kendisi ve çatışma ile ilgili duygular (öfke, korku, incinme) dır. Öfke diğer duyguların dışa vurumu olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Öfke ile bağlantılı olan duygulardan biri olarak incinme erkeklerin çoğu zaman reddettiği, gizlediği ve öfkeye dönüştürdüğü duyguların başında gelmektedir. Kadınlarda ise öfkeden kaçınma, içe çekilme ve depresyon belirtileri görülebilmektedir.

Evlilik, birçok çift için sevgi, saygı, empati ve anlayış temelinde bir birliktelik oluştururken, zaman zaman bu evliliklerde öfke problemleri de ortaya çıkabilir. Öfke, evliliğin sağlıklı işleyişini eğer kontrol edilmezse olumsuz etkileyebilir ve ilişkiyi zorlayabilir.

Öncelikle, öfkeyi tanımak ve nedenlerini anlamak önemlidir. Stres, iletişim eksikliği, beklentilerin karşılanmaması, geçmişten gelen travmalar veya aile geçmişi gibi faktörler öfkenin kaynağı olabilir. Öfkenin kaynağını anlamak, çözüm için ilk adımdır.

İletişim, evlilikteki öfke probleminin üstesinden gelmek için en önemli araçlardan biridir. Eşinizle açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmak, hislerinizi ifade etmek ve onun hislerini anlamaya çalışmak, öfkeyi azaltmaya yardımcı olabilir. İletişimde saygılı ve sevgi dolu bir dil kullanmak da önemlidir.

Empati yapmak, eşinizin duygularını anlamaya çalışmak da önemlidir. Onun bakış açısından bakmak ve onun ne hissettiğini anlamaya çalışmak, öfkenin yerine empati ve anlayışın gelmesine yardımcı olabilir.

Öfke anında kontrolünü kaybetmemek önemlidir. Öfke anında sakin kalmak için nefes alma teknikleri gibi stres yönetimi tekniklerini öğrenerek kullanabilirsiniz. Bir tartışma sırasında durup derin bir nefes almak bile karşılıklı sakinleştirebilir.

Ortak zaman geçirmek, ilişkinizi güçlendirebilir ve stresi azaltabilir. Birlikte hoşlandığınız aktivitelere katılmak ve romantik anlar yaratmak, öfkenin yerine bağlılık ve sevgiye odaklanmanıza yardımcı olabilir.

Evlilikte Öfke Kontrolü Nasıl Sağlanır?

Evli çiftler arasında öfke patlamaları oldukça yaygın bir sorundur. Bu patlamalar, genellikle çiftin birbirini anlamadığı veya duygusal olarak bağlantısını kaybettiği durumlarda ortaya çıkar. İletişim eksikliği de bu patlamalara yol açabilecek bir faktördür.

Öfke patlamalarının önüne geçmek için, iletişim kurarken anlayışlı ve saygılı olmak önemlidir. Eşinizin hissettiklerini anlamak ve onun bakış açısını görmek için empati kurmaya çalışın. Öfkenizi bastırmak yerine, duygularınızı açıkça ifade etmek önemlidir.

Eşinizin ne düşündüğünü veya hissettiğini anlayabilmeniz için net ve açık bir şekilde konuşun. Bazı durumlarda öfkenizi kontrol etmek için kendinize zaman tanımak önemlidir. Aceleyle karar vermek yerine, sakin kalmaya çalışın ve durumu değerlendirin. Pozitif düşünmek, öfkeyi azaltmanıza yardımcı olabilir. Kendinize her zaman pozitif mesajlar vermeye çalışın.

Bu ipuçları, evlilikte öfke kontrolünü sağlamak için kullanılabilir. Ancak, her çiftin farklı bir ihtiyacı vardır, bu nedenle uygun olan yöntemleri belirlemek için eşinizle birlikte çalışarak en uygun olanları seçebilirsiniz.

 

Aile İçi Öfke Probleminin Etkileri Nelerdir?

Aile içinde ortaya çıkan öfke ve saldırganlığın etkilerinin tüm aile bireyleri üzerinde olumsuz sonuçlar doğurduğu, fakat özellikle çocukların ve kadınların bu etkiye daha çok açık oldukları söylenebilir. Bu nedenle aile içerisinde ortaya çıkan öfke ve saldırganlığın etkilerinin neler olabileceğinin tartışılması gerekmektedir.

Aile içinde öfkenin etkileri oldukça geniş bir yelpazede olabilir. Aile üyeleri arasında sürekli olarak yüksek düzeyde öfke ve çatışmalar yaşanması, aile bireylerinin duygusal ve psikolojik sağlıkları üzerinde ciddi etkileri olabilir. Bazı yaygın etkiler şunlardır:

Duygusal sorunlar: Aile içinde sürekli öfke ve çatışma ortamı, aile bireyleri arasındaki ilişkilerde duygusal zorlanmalara neden olabilir. Özellikle çocuklar, bu tür bir ortamda büyüdüklerinde güvensiz hissedebilir, kaygı ve depresyon gibi duygusal problemler yaşayabilir.

Davranışsal sorunlar: Aile içinde öfke ve çatışma ortamı, aile bireylerinin davranışları üzerinde de etkili olabilir. Örneğin, kızgınlık nöbetleri geçiren bir ebeveyn, çocuğunun duygularını zedeleme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Ayrıca, bu tür bir ortamda yetişen çocukların, ileride sosyal ve kişisel ilişkilerinde sorunlar yaşama olasılığı yüksektir.

Fiziksel sağlık problemleri: Sürekli stres altında yaşayan aile bireyleri, fiziksel sağlık problemleri yaşayabilirler. Yüksek tansiyon, baş ağrısı ve mide problemleri gibi stres kaynaklı rahatsızlıklar sık görülen etkilerdir.

Aile ilişkilerinin bozulması: Sürekli olarak öfke ve çatışma ortamı, aile üyeleri arasındaki ilişkilerde büyük bir soruna neden olabilir. Bu durumda, aile bireyleri arasında iletişim kopukluğu yaşanabilir ve birbirleriyle uyumlu bir şekilde çalışamaz hale gelebilirler.

Ayrıca, aile içi öfke problemleri genellikle altta yatan diğer sorunlardan kaynaklanabilir, bu nedenle bu sorunların da ele alınması gerekebilir. Örneğin, depresyon, kaygı veya travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlar aile içi öfkeye neden olabilir ve bu sorunların tedavi edilmesi aile ilişkilerinin düzelmesine yardımcı olabilir.

 

Öfke Sorunu Terapi Gerektirir Mi?

Evet, öfke sorunu terapi gerektirebilir. Öfke yönetimi konusunda uzman olan bir terapist veya psikolog, bireyin öfkesini nasıl kontrol edebileceği konusunda yardımcı olabilir. Tedavi genellikle bireysel terapi şeklinde yapılmakta ve bu süreçte öfke yönetimi teknikleri öğretilmektedir. Ayrıca, bazen ilaç tedavisi de öfke sorunuyla mücadelede destekleyici bir rol oynayabilir. Ancak her durumda, öfke sorunu yaşayan kişinin kendisi tedaviye karar vermesi önemlidir.

 

Öfke Kontrolü Nedir ve Nasıl Sağlanır?

Öfkeyi doğru ifade etme becerisini kazanmaya öfke kontrolü denir. Öfke kontrolünde temel amaç; saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kişinin kendisine ve çevresindekilere zarar vermeyecek şekilde öfke duygusunu ifade etme becerisini kazanmasıdır.

Öfke kontrolünü öğreten pek çok yöntem olduğu gibi doğru yöntem kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Doğru yöntemi belirlerken; kişinin kendi kişiliğine, yaşam tarzına uygun olanı seçmesi ve seçtiği yöntemi uygularken günlük yaşamında fazladan sıkıntı hissetmemesi göz önüne alınması gereken temel faktörlerdir. Genel olarak öfke kontrol yöntemleri; bilişsel, duygusal, iletişim ve davranışsal boyutları içerir.

Öfkeye neden olan durumlarla yüzleşme, bunlardan kaçınma, olaya değişik açıklamalar getirme ve farklı bakış açıları düşünme, bireyi bu durumlarda daha doğru tepkiler vermeye yönlendirebilir. Ayrıca birey “Öfkenin seni ele geçirmesine izin verme”, “derin bir nefes al” gibi kendi yönerge cümleleriyle öfkeyi kontrol etmeye çalışmalıdır.

Öfke durumunda genellikle düşünceler gerçeği yansıtmaktan çok, olay birey tarafından abartılmış ve çarpıtılmış bir şekilde algılanır. Bu tür düşünceleri fark edip, yerine daha mantıklı olanları yerleştirmek gerekmektedir.

Örneğin; “Eyvah! Şimdi her şey mahvoldu!” gibi bir cümle kullanmak yerine, “Evet, çok can sıkıcı! Neden kızdığımı çok iyi anlıyorum. Ama dünyanın sonu değil ve buna kızmam, bu olayı olmamış hale getirmeyecek.” Şeklindeki bir hazırlık daha uygun olacaktır.

Öfke yaşandığında tepki vermeden önce 5 kere nefes alıp vermek ya da 10’a kadar saymak, bu arada olaya olumlu bakma konusunda bireyin kendisini uyarması uygun olacaktır. Tepki vermeden önce, 15 saniyede hızlı bir değerlendirme yapılmalıdır.

Değerlendirme sürecinde birey kendisine bilişsel anlamda öfkeyi tanımlayacağı sorular yöneltebilir. Bunlar: “Neredeyim, kimlerleyim, neler oluyor, zihnimden neler geçiyor, olaya nasıl bir anlam verdim, beklentilerim neler, neler yapıyorum.” Böylece birey bilişsel farkındalık kazanacak kendisini böyle durumlara hazırlayacaktır.

Öfkeyi kontrol etmek için yaşama geçirilmesi gereken bazı iletişim teknikleri vardır.

 

Bunlar;

  • Atılganlık (kendini uygun ifade etme)
  • Dinleme
  • Tartışma (İki insan arasındaki çatışmayı fikir birliğine vararak çözme)
  • Eleştirme (Yapıcı eleştiri yapabilme ve alabilme becerisi)
  • Yansıtma (Kişinin, davranışının kabul edilemez olduğunu algılama sorumluluğunu alma becerisi)

Öfkenin kontrol edilmesinde davranışsal boyutta saldırgan davranışları önlemek için bazı adımlar önerilmektedir.

Bunlar; kendi öfke davranışını öğrenme, uygun öfke ifade etme biçimi oluşturma, uygun olmayan davranışı uygun olanla değiştirme, öfkelenmeye yol açan sebepleri, davranışları ve davranışların sonuçlarını gözden geçirme ve yeniden değerlendirme şeklindedir.

Rahatlama Egzersizi: Derin nefes alma veya rahatlatan hayaller kurma gibi basit rahatlama araçları öfke duygusunu yatıştırmaya yardımcı olabilir. Bu teknikler ihtiyaç duyulduğu taktirde gün içinde uygulanmalıdır.

 

Rahatlama Egzersizi Adımları;

  • Diyaframdan derin nefes alınır.
  • Derin nefes alırken “rahatla”, “umursama” gibi sakinleştirici sözler yavaşça söylenir.
  • Hayal gücünü kullanarak ve hayal ya da gerçek olan rahatlatıcı bir sahne düşlenir. Böylece yavaşça rahatlamaya başlanır.

Öfkesi çok yoğun olan kişinin davranışlarının altındaki temel mesaj “Her şey benim istediğim gibi olmalı!”dır. Öfkeli insanlar kendilerinin ahlaken haklı ve doğru olduklarına inanırlar. Planlarını değiştirmelerine ya da engellenmelerine yol açan her türlü olay/durum, onlar için dayanılmaz bir aşağılanma gibi algılanır.

Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.

Kaynakça

Türk Psikoloji Bülteni Cilt 4 Sayı 7, Öfke: Temel Boyutları, Nedenleri ve Sonuçları

Şahin, Hülya. “Öfke ve öfke denetiminin kuramsal temelleri.” Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Dergisi 6.10 (2005): 1-22.

Soykan, Çiğdem. “Öfke ve öfke yönetimi.” Kriz dergisi 11.2 (2003).

Kökdemir, Hülya. “Öfke ve öfke kontrolü.” Pivolka 3.12 (2004): 7-10.

TOGAY, Ahmet, and Filiz BİLGE. “EVLİ BİREYLERİN OTANTİKLİK DÜZEYİ ÜZERİNDE KENDİNİ SAKLAMA EĞİLİMİ VE ÖFKE İFADE TARZININ YORDAYICILIĞI.” Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 29.1 (2020): 282-297.

Yaşar, Merve. Aile içi iletişimde karşılaşılan problemler ve çözüm yolları: İstanbul örneği= Problems in family communication and its solutions: The sample of Istanbul. MS thesis. Sakarya Üniversitesi, 2023.

BİLGE, Ayşegül, and Ü. N. A. L. Gülseren. “Öfke, öfke kontrolü ve hemşirelik yaklaşımı.” Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi 21.1 (2005): 189-196.

Karataş, Zeynep. “Lise öğrencilerinde öfke ve saldırganlık.” Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 17.3 (2008): 277-294.

Yorum Yapın

Email adresiniz yorum yaptığınızda paylaşılmaz Required fields are marked *

Call Now Button