Günümüzde, insan yaşamında oldukça önemli bir yeri olan teknoloji; yaşamı kolaylaştırmayı, kolay erişilebilirlik durumunu bizlere sunmaktadır. Bilimin gündelik hayata uyarlanması olarak da tarif edebileceğimiz teknoloji sayesinde internet, dijital ortamlar, telefon, televizyon vb. birçok teknolojik gelişme ile iç içe olmuş, hayatımız bu yeniliklerle bambaşka bir şekle bürünmüştür. Bu da bizlere dijital kolay yaşamı sunmuştur. Teknoloji sayesinde ülkelerin gelişmişlik düzeyini anlamış ve dijital dünyadaki yerimizi algılaya bilmişizdir.
Gönderilerin ekran üzerinde elektronik olarak gösterilmesi diye tarif edebileceğimiz dijitalin teknoloji ile bağlantısının olması, dijitalleşen dünya ve gelişen toplumda, yaşamda bağlı olunulan her şeyin bu iki sözcükte hayat bulması bize teknolojinin ve dijitalin ne kadar önemli olduğunu anlatmaktadır.
Teknolojinin insan hayatındaki yeri ve önemi, insanlara sağladığı kolaylıklar, taşınabilir bir cihaz olan akıllı cep telefonları ile insanların her işini kolaylıkla halledebilir olması ve sosyal medya uygulamalarını çok aktif bir şekilde kullanmaları, insanları akıllı cep telefonlarından koparamaz hale gelmiştir.
Telefon, geçmişten günümüze en yaygın haberleşme cihazlarından biridir.1876’da Graham Bell tarafından icat edilen telefon en çok tercih edilen iletişim şekli olmuş ve bu günlere kendisini geliştirerek ve yenilenerek gelmiştir. Günümüzde bilgisayar teknolojisinden sonra gelen cep telefonu teknolojisi, iletişim teknolojileri içinde en fazla gelişme gösteren mobil iletişim biçimi olarak ortaya çıkmaktadır.
Son 30 yılda önce hayatımıza araç telefonu, cep telefonu ve en sonunda akıllı telefon olarak giren bu cezbedici ve kullanışlı cihazların bir takım yan etkileri olduğu gözlenmektedir. Sıradan insanların otobüste, metroda, caddede, alışveriş merkezinde, okulda, sınıfta, parkta, bahçede ayırt edebileceği kolektif bir davranış haline gelen akıllı telefon bağımlılığı kavramı ile ilişkili olan ve bağımlılığın temel sebeplerinden birisini açıklayan nomofobi kavramını ölçmek önem arz etmektedir. Çünkü bu olgunun hem iş hem de özel yaşantıda etkilerini ölçebilmek ancak önce olgunun kendisini ölçülebilir hale getirmek ile mümkün olabilmektedir.
Nomofobi cep telefonu, tablet, kişisel bilgisayar gibi sanal haberleşme araçlarından yoksun olma durumundan kaynaklanan huzursuzluk ve endişe durumu şeklinde yakın zamanlarda görülmeye başlanan ve tanımlanmaya çalışılan modern zamanların bir rahatsızlığı olarak bilinmektedir.
Üniversite öğrencilerinin cep telefonu satın alma ve kullanımını etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik yapılan bir araştırmada, öğrencilerin yaklaşık %90’ının cep telefonu kullandığı görülmüş, buna karşılık sadece %10’luk bir kesimin cep telefonu kullanmadığı belirlenmiştir. İnsanların önündeki seçenek bolluğu, sanal ortamda daha fazla takılma isteği ve bundan haz alma durumu kendilerinde oluşacak dijital hastalıkların sebepleri olabilecekken bunun farklında olmadan devam edilmesi ve kabullenmeme durumu da hastalık açısından oluşabilecek tüm olumsuz gelişmelerin asıl başlangıcıdır. Uygulamalara bakıldığında, cep telefonlarının günlük yaşantılarımızın içine dahil olan önemli bir iletişim teknolojisi olduğu, sosyal ilişki ve etkileşimlerimizi dolaylı ya da dolaysız bir şekilde etkilediği görülebilmektedir.
Nomofobi; teknolojinin kendini geliştirerek hızla yayılması sonucunda insan hayatında vazgeçilmeyecek bir yer almasıdır. Günümüz şartlarında tek tık ile insanların tüm işlerini kolaylıkla halledebilmesi, sosyal medya platformlarını aktif halde kullanmaları ve dolayısıyla telefondan, internetten uzak kalındığında işlerin bir şekilde aksayacağı düşüncesi bu hastalığın temel belirtilerindendir. Telefondaki birçok uygulama, kişilerin kendi kimliklerini oluşturmaları ve sürekli aktif hale gelmek istemeleri ile birlikte yaşamda asla vazgeçemeyecekleri bir cihaz haline gelen telefondan uzak kalamama duygusu, uzak kalındığında iletişim kopukluğundan kaynaklı korku duyulmasının problem haline gelebileceği psikolojik bir rahatsızlıktır.
Nomofobi Nedir?
Yaşadığımız bu dijital çağda her gelişen teknolojiyi yakından takip ediyoruz. Bunların içinde belki de en yaygın ve bizlere en yakın olanı akıllı mobil telefonlardır diyebiliriz. Her işimizi yanımızdan ayırmadığımız akıllı mobil telefonlarla halledebilir ve ‘’alo’’ demenin dışında birçok alanda bu mobil cihazları kullanabiliriz. Artık telefonlar sadece alo demek için değil mailleri kontrol etmek, fotoğraf veya video çekebilmek, hava durumu, harita, toplu gönderimler veya alımlar, iş veya ticaret gibi daha türetebileceğimiz birçok alanda bizlerledir. Giderek vazgeçilmez haline gelen akıllı mobil telefonlar zamanla bağımlılık derecesine dönüşüp hayatımızda yerini bulmuştur.
Gelişen iletişim teknolojileri cep telefonlarının da gelişmesine ve birçok fonksiyonu yerine getirmesine olanak sağlamıştır. Yaygın ve sık olarak kullanılan cep telefonları, insanlarda bazı davranış ve duygu bozukluklarına yol açabilmektedir. Nomofobi de bu bozukluklardan biridir ve insanların cep telefonlarından uzak kalma korkusu olarak adlandırılmaktadır.
Bir kişinin cep telefonundan uzak kalmaktan veya onu kullanamamaktan duyduğu yoğun korku veya anksiyeteyi ifade eder. No-Mobile-Phone ifadesinin kısaltılarak geliştirildiği bu isim Nomofobi olarak karşımıza çıkmıştır.
Connecticut Üniversitesi araştırmacısı David Greenfield tarafından yapılan bir araştırmada; Nomofobi için “akıllı telefon bağımlılığının belirtilerini ortaya koyarken, bu bağımlılığımıza konulan bir isimdir’’ demiştir.
Nomofobi çeşitli demografik değişkenler (genç yaş), kişilik özellikleri (dışa dönüklük), duygular (gelişmeleri kaçırma korkusu) ve ihtiyaçlar (dokunsal ihtiyaç) ile ilişkili bulunmuştur.
Nomofobinin trafikte ve günlük hayatta kişinin fiziksel sağlığı açısından riskli yönleri olmasının yanı sıra, psikolojik sağlığı da olumsuz olarak etkilediği bilinmektedir. Stresi artırdığı, depresyon ve kaygı bozuklukları ile ilişkili olduğu, insomniaya sebep olabildiği ifade edildiği gibi, genç yetişkin grubun akademik başarısını da olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir.
Akıllı telefon kullanımının artması internetin de aşırı ve kontrolsüz kullanımını beraberinde getirmiştir. Bazı bireyler sanal ortamdan vazgeçememeleri sebebiyle gündelik işlerini aksatmaktadırlar. Bunun yanında sanal ortamda geçirdikleri süreyi de kontrol edememektedirler. Akıllı telefonların problemli kullanımı boyun ağrısı, depresyon, hoşgörü eksikliği, sosyal izolasyon, yalnızlık, düşük öz saygı, dikkat dağınıklığı, yaşam beklentisinde azalma ve aile içi ilişkilerin bozulması gibi birçok olumsuz durum ile ilişkili olduğu belirtilmektedir.
Nomofobi, ilk kez King ve arkadaşları (2010) tarafından agorafobi ve panik bozukluğu olan bir vaka hakkındaki yazdıkları rapor ile alan yazında yer almıştır. Araştırmacılar bu çalışmalarında nomofobiyi 21. yüzyılın bir bozukluğu olarak tanımlamış ve nomofobinin cep telefonuyla ya da bilgisayarla olan irtibattan uzak olduğunda hissedilen rahatsızlık ve kaygı hali olarak ifade etmişlerdir.
Nomofobi, günceli kaçırma korkusu ile yakından ilişkilidir.
Türkiye Cep Telefonu Kullanım Oranları
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2016 Nisan ayı itibari ile Türkiye’deki hanelerin %96,9’unda cep telefonu ya da akıllı telefon bulunmaktadır (TÜİK 2016). Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu 2018 yılı 2. Çeyrek pazar raporuna göre, Türkiye’deki cep telefonu abone sayısı 79,5 milyonu geçmiştir. Bu veriler ülkemizde cep telefonu kullanımının yaygınlığına işaret etmektedir. Cep telefonlarının işlevselliği ve kapasiteleri artarken, problemleri ve kişiler üzerindeki olumsuz etkileri de artmaktadır.
Cep telefonu kullanımı üzerine 8000’den fazla katılımcıyla yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların %36’sı cep telefonu olmadan yaşamını sürdüremeyeceğini, %75’i cep telefonu olmadan evden dışarı çıkmadığını, %36’sı geceleri gelişmeleri kaçırmaktan korktuğu için telefonunu kapatmadığını, %42’si uyumadan önce telefonunu yakın bir yere bıraktığını belirtmiştir.
19-22 yaş grubu gençlerin katıldığı bir çalışmada erkeklerin günde ortalama 8 saat, kadınların ise günde ortalama 10 saat cep telefonunda vakit geçirdikleri; en çok kullanılan özelliğin mesajlaşma olduğu (günde ortalama 94,6 dakika), bu özelliği sırasıyla e-posta gönderiminin, facebook kullanımının, internet kullanımının izlediği bildirilmiştir.
Nomofobi Belirtileri Nelerdir?
Nomofobi, cep telefonundan ayrı kalmaktan kaynaklanan yoğun bir endişe ve bundan dolayı duyulan rahatsızlık durumunu ifade eder. Nomofobinin belirtileri kişiden kişiye elbette değişebilir ancak genellikle aşağıdaki gibi belirtiler ortaya çıkabilir:
Nomofobik olan bireyler, psikolojik olarak sürekli telefonlarını kontrol etme eğiliminde olurlar, sürekli mesaj veya çağrı gelip gelmediğini incelerler, kapsama alanı dışında veya kısıtlı olduğu yerlerde aşırı gergin davranışlar sergilerler. Ayrıca bu bireyler, akıllı telefonları ile yatağa girerler veya 24 saat akıllı telefonlarını açık bırakırlar.
Nomofobik bireyler, cep telefonlarını yanlarında taşımadıklarında endişe ve stres hissedebilirler. Bu durum, cihazlarını kaybetme veya ulaşılamaz olma korkusuyla ilişkilidir.
Sürekli olarak cihazlarını, cep telefonlarını kontrol etme ihtiyacı duyabilirler. Gelecek mesajlar, sosyal medya bildirimleri veya çağrılar olup olmadığını kontrol etmek için sık sık cihazlarını elden bırakmazlar.
Cihazlarını yanlarında taşımadıklarında kişiler kendilerini huzursuz hissedebilirler. Cihazları olmadan iletişim kuramayacakları veya bilgiye ulaşamayacakları düşüncesi kişide rahatsızlık yaratabilir.
Nomofobi, yüz yüze sosyal iletişim yerine dijital iletişimi tercih etme eğilimini artırabilir. Bu da gerçek ikili ilişkilere zarar verebilir.
Sürekli cihaz kontrolü, gece geç saatlere kadar ekran başında olma veya telefon kullanma, bir süreden sonra uyku düzenini bozabilir ve dikkat dağınıklığı sorunlarına neden olabilir.
Nomofobik bireyler, cihazlarını bilinçsizce ve lazım olmadığı anlarda gereksiz yere kullanabilirler. Bu durum iş, okul ve aile arasındaki sorumlulukları olumsuz etkileyebilir.
Yoğun nomofobi yaşayan bireylerde, telefonlarından ayrı kaldıklarında huzursuzluk, terleme, kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtiler de görülebilir.
Akıllı telefonun düzenli olarak kullanımı, akıllı telefonla çok fazla vakit geçirilmesi, bir ya da daha fazla sayıda akıllı cihaza sahip olunması, kişilerin bu cihazların şarj aletlerini devamlı olarak yanlarında taşıması, akıllı telefonun kaybedilmesi, yerinin bulunamaması, yakın bir yerde olmaması, kapsama alanının dışında bulunulması, kontörünün bitmesi, şarjının bitmesi gibi düşüncelerin kendisinde büyük bir endişeye sebep olması, mobil cihaz kullanımına izin verilmeyen yerlerden uzak durma isteği, akıllı telefonun gün boyunca hiç kapatılmaması, akıllı telefon ile birlikte uyunması gibi belirtilerde gösterilebilir.
Nomofobinin Zararları Nelerdir?
Nomofobi, kişinin gerçek dünyadan uzaklaşıp dijital ve sosyal dünyaya dalmasına neden olur. Bu durum, gerçek dünyadaki sosyal iletişimi azaltabilir ve kişinin sosyal izolasyona girmesine yol açabilir.
Sürekli olarak telefon veya mobil cihazlarla meşgul olmak, günlük hayatta yapılması gereken işlere odaklanmayı zorlaştırabilir. Dikkat dağınıklığına sebep olabilmektedir.
Uykuya yatmadan öncesinde cep telefonlarıyla meşgul olmak, telefon ışıkları yüzünden uyku düzenini bozabileceği gibi uykuya dalma süreçlerini etkileyebilir.
Nomofobi, teknolojik cihazlardan ve telefonlardan uzak kalındığında kaygı ve stres hisseden kişilerde artan bir anksiyete seviyesine yol açabilir.
Sürekli olarak telefonla meşgul olmak, günlük hayatımızdaki etkinlikler ve ilişkiler için yeterli zaman ayırmayı zorlaştırabilir.
Sürekli telefonla meşgul olmak, ikili yakın ilişkileri etkileyebilir. Özellikle yüz yüze iletişim kurulması gereken yerlerde veya kaliteli zaman geçirmek istenilen zamanlarda telefona dikkatin kayması ilişkide zorluk yaratabilir.
Sürekli olarak hızlı bilgi erişimi ve kısa mesajlarla iletişim kurmak, derin düşünme ve analitik yetenekleri olumsuz etkileyebilir.
Yapılan araştırmalarda göre akıllı telefonlar; bakma takıntısına, takıntılı kullanma ve endişe seviyesinde artmaya ve bağımlılığa sebep olabilmektedir. Bunların yanında, dikkat dağıtıcı özelliğinden ötürü evde, işyerine, trafikte vb. yerde kazalara sebep olduğu da rapor edilmektedir. Ayrıca, zaman öldürücü etkisi sebebiyle iş performansını ve verimliliği olumsuz etkilediği, dolayısıyla “elektronik kaytarmanın” bir başka çeşidi olduğunu rapor eden çalışmalar da mevcuttur.
Nomofobinin Tanısı
Nomofobinin “fobiler” grubundaki özgül fobi alt kategorisinde yer aldığı görülmektedir.
Dolayısıyla DSM-5 ölçütlerine dayalı olarak özgül fobi özelliklerinin neler olduğunun hatırlanması gereklidir. Fobik nesne ya da durum bireyde yoğun korku veya kaygı uyandırır. Fobik nesne veya duruma karşı yaşanan yoğun kaygı gerçek bir tehlikeye karşı yaşanan korku ve kaygıya göre orantısız olup, başka bir rahatsızlığın belirtileriyle açıklanamaz. Yaşan korku, kaygı veya kaçınma altı ay veya daha uzun süre kalıcı olarak sürmektedir.
Korku, kaygı veya kaçınma sosyal, mesleki ya da diğer önemli alanlarda klinik olarak önemli bir sıkıntıya/bozulmaya neden olur.
Düzenli olarak telefon kullanma ve telefonda zaman geçirme, fazladan yedek bir telefon bulundurma veya harici şarj aleti taşıma. Bireyin kendisini, akıllı telefonunu kullanamadığında, şarjı azaldığında, internet kotası/kullanım limitinin az kaldığı anlarda gergin ve huzursuz hissetmesi. Ayrıca tiyatro, sinema, uçak vb. gibi telefonun kapatılmasının gerekli olduğu alanlarda telefonun kapalı olması nedeniyle sinirli olunması. Herhangi bir mesaj gelip gelmediğini öğrenmek için telefona bakma. Akıllı telefonu her an her dakika açık bulundurma. Yüz yüze iletişim stres ve kaygı yaşattığından ötürü telefon üzerinden iletişim kurma. Akıllı telefon kullanabilmek için çok fazla para harcama. Bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda insanların telefonla aşırı meşgul olma, iletişimsiz kalma veya telefondan yoksun kalma durumlarında duygu durumunun değişmesinin söz konusu olduğu söylenebilir.
Bireylerin hayatında fiziksel, psikolojik ve duygusal sağlık, eğitim ve akademik yaşam, yaşam kalitesi gibi alanlarda nomofobinin etkili olduğu belirtilmektedir. Yapılan çalışmalarda nomofobinin, fiziksel sorunlar, stres, kaygı, depresyon gibi duygusal problemler ile ilişkisinin olduğu saptanmıştır.
Nomofobi Tedavi Edilebilir Mi?
Evet, nomofobi tedavi edilebilir bir durumdur. Nomofobi tedavisi genellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) uygulanmaktadır.
Nomofobi Terapi Yöntemi
Nomofobiye müdahalede kullanılan yaklaşımlardan biri bilişsel davranışçı yaklaşımdır. Bilişsel davranışçı yaklaşımın nomofobinin tedavisinde etkili olduğu çeşitli çalışmalarda ifade edilmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi, nomofobi gibi anksiyete bozukluklarının tedavisinde etkili bir yaklaşımdır. Bu terapi türünde, kişinin düşünceleri, duyguları ve davranışları arasındaki ilişkileri anlaması ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmesi hedeflenir. Kişi, cep telefonunu kullanamamaktan kaynaklanan korku ve endişelerini ele alarak daha sağlıklı düşünce ve davranış biçimleri geliştirebilir.
Bilişsel davranışçı terapi danışanın ve danışmanın aktif rol üstlendiği ve belli bir amaç doğrultusunda sürecin ilerlediği terapi yaklaşımı olması dolayısıyla işlevseldir. Terapi süreci, problemin kabul edilmesi, davranışın analizi, zaman yönetimi, sosyal yaşam aktivitelerinin geliştirilmesi, problem davranışların tekrarlanmasının önlenmesinden oluşmaktadır. Ayrıca bilişsel davranışçı yaklaşıma dayalı olarak “internet kullanım saatlerini günün en az internet kullanılan saat dilimlerine çekmek, dış durdurucular kullanmak, amaçlı kullanımı sürekli akılda tutmak” gibi tekniklerin kullanılması da etkili olabilmektedir.
Nomofobi terapi sürecinde, kişinin bireysel ihtiyaçlarına ve semptomlarının şiddetine göre özelleştirilmiş bir yaklaşım benimsenir. Tedaviye olan katılım ve kişinin çabaları, başarılı sonuçların elde edilmesinde önemlidir. Tedavi süreci zaman alabilir, ancak doğru destek ve yaklaşımlarla nomofobi ile başa çıkabilir ve yaşam kalitesini artırabilirsiniz.
Nomofobiyi Yenmenin Hayatımıza Faydaları
Nomofobiyle başa çıkılmaya başlandığında kişideki sürekli endişe, panik ve stres hali git gide azalır. Bu da duygusal olarak daha dengeli ve rahat hissetmeyi sağlar.
Nomofobinin olumsuz etkilediği sosyal iletişimin olumlu yönde ilerlemesini sağlar. Cep telefonu ile sürekli meşgul olmak yerine çevredeki insanlarla daha fazla zaman geçirilebilir. Bu durum ikili ilişkilerin güçlendirmesine ve sosyal iletişim bağlarının gelişmesine yardımcı olabilir.
Nomofobi nedeniyle odaklanma konusunda azalma yaşanabilmektedir. Telefonla ilgilenmek yerine, iş, öğrenme veya diğer önemli aktivitelere daha fazla konsantre olunabilir.
Cep telefonu bağımlılığı azaltıldığında, zaman daha verimli kullanılabilir. Daha fazla üretkenlik elde etmek ve hedeflere odaklanmak için zaman yönetimi becerileri geliştirilebilir.
Telefon kullanımının uyku düzenini bozabileceğinden yukarıda bahsetmiştik. Cep telefonunun yakınında uyumamak, daha iyi ve daha derin uyku kalitesinde uyumaya yardımcı olabilir.
Nomofobiyi yenildiğinde kişinin bu zorluğun üstesinden geldiği için kendisine duyduğu güven artabilir. Kendisine olan inancı yükselir.
Nomofobi yenildiğinde sanal dünyadan uzaklaşıp gerçek dünyadaki gelişmeler daha yakından takip edilebilir.
Nomofobinin Fiziksel Sağlık ile İlişkisi Var Mıdır?
Zaman geçirme, kullanım kolaylığı, sosyalleşme yönünün ucuz olması gibi nedenler akıllı telefon kullanımının tercih edilebilir olmasını sağlarken akıllı telefon yoksunluğunda iletişim kuramama, çevrim içi olmama, bilgiye erişememe ise bireyleri kaygılandırmaktadır. Bu durumla başa çıkmak için birey sürekli telefonuyla bir arada olmakta ve zamanla bağımlılık oluşturmaktadır. Akıllı telefon kullanımı kontrol edilemediğinde zamanın nasıl geçtiği anlaşılmamaktadır. Uzun süre aynı pozisyonda ve hareketsiz kalmak ise farklı sağlık sorunlarına neden olabilir ya da var olan fiziksel yakınmaları artırabilir.
Konuyla ilgili yapılan bir araştırmada katılımcıların akıllı telefon kullanımı nedeniyle sırasıyla en çok yaşadıkları sorunların; boyun, sırt, bel ağrısı, yorgunluk, gözlerde sorun, uyku sorunu, baş ağrısı ve gerginlik olduğu belirlenmiştir.
Nomofobi ile Beraber Hangi Rahatsızlıklar Görülebilir?
Cep telefonu bağımlılığı, sürekli olarak telefonu kontrol etme ve iletişimi sürdürme gerekliliği nedeniyle ulaşılamadığı zamanlarda anksiyete bozukluklarını tetikleyebilir. Anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu veya panik atak gibi durumlar beraberinde görülebilir.
Sürekli telefon kullanımı, gerçek dünyadaki iletişim becerilerini azaltabilir ve bireyin daha fazla yalnızlık ve sosyal anlamda izole olmasına yol açabilir. Bu da depresyon belirtilerini artırabilir.
Sürekli gelen bildirimler ve telefonla ilgilenme ihtiyacı, dikkatin dağılmasına ve odaklanma güçlüğüne neden olabilir.
Gece uzun saatler telefon ile ilgilenme isteğinden dolayı uyku problemleri görülebilir.
Sosyal medya kullanımı, bireylerin kendilerini diğerleriyle karşılaştırmasına ve olumsuz bir şekilde değerlendirmesine neden olabilir, bu da özsaygı sorunlarını artırabilir.
Nomofobi ile Ayrılık Anksiyetesi Arasındaki İlişki
Nomofobi ve ayrılık anksiyetesinde her ikisi de genel olarak kaygı ve huzursuzluk hissiyle ilişkilidir. İkisi de kişinin güvendiği ve alıştığı bir durumdan ayrı kalması halinde yoğun endişe yaşamasına yol açabilir.
Nomofobi, cep telefonu olmadan veya erişimi olmadan kalma durumunda yoğun kaygıya yol açar. Ayrılık anksiyetesi ise sevdiklerinden ayrı kalma durumlarında ortaya çıkar. Eğer bir kişi hem sevdiği birinden ayrı kalırsa ve aynı zamanda cep telefonuna erişimi de olmazsa, bu durumda hem nomofobi hem de ayrılık anksiyetesi belirtileri bir arada görülebilir.
Ayrılık anksiyetesi yaşayan bir kişi, cep telefonu ile sevdiği kişilerle sürekli iletişimde kalmaya çalışabilir. Bunun tersi de geçerlidir; nomofobi yaşayan bir kişi, cep telefonu erişiminin kaybı durumunda sevdiklerinden ayrı kalma korkusuyla daha fazla kaygı yaşayabilir.
Hem nomofobi hem de ayrılık anksiyetesi, bireyin psikolojik, sosyal ve duygusal durumuna bağlı olarak ortaya çıkar.
Bu iki durum arasındaki ilişki, kişiden kişiye değişebilir. Kimi insanlar için cep telefonu bağımlılığı ve ayrılık anksiyetesi arasında belirgin bir bağlantı olabilirken, diğerleri için böyle bir bağlantı görülmeyebilir. Eğer her iki durumun da belirtilerini yaşanıyorsa bir uzmandan destek ve bilgi almak önemlidir.
Nomofobinin İş Hayatı Üzerine Etkileri
Nomofobi, sürekli olarak telefonu kontrol etme ihtiyacı hissedilmesine yol açabilir. Bu durum özellikle iş yerinde dikkat dağıtıcı bir unsur olabilir ve iş yerindeki görevlere odaklanmayı zorlaştırabilir, bu da kişinin iş hayatındaki verimliliğinin düşmesine neden olur.
Nomofobik bireylerin sürekli olarak e-postaları, mesajları ve işle ilgili bildirimleri kontrol etmeye çalışmaları iş yüklerini artabilir. Bu da beraberinde iş stresini getirir.
Nomofobi yüz yüze iletişimi zaman içerisinde zayıflatabilir. Sanal hayata alışmış kişi gerçek hayattaki iş ilişkilerini yönetmekte ve iletişimi devam ettirmekte zorlanabilir.
Sürekli olarak telefonu kontrol etmek, öncelikleri belirleme ve zamanı etkili bir şekilde yönetme yeteneğini zayıflatabilir. Bu da projelerin ve görevlerin yetiştirilmesini zorlaştırabilir.
Nomofobi, günümüzün teknoloji odaklı dünyasında yaygın bir sorun haline gelmiştir ve iş hayatı da dahil olmak üzere birçok alanda etkilere neden olabilir. Bu nedenle, teknoloji kullanımının dengeli ve sağlıklı bir şekilde yönetilmesi, iş performansını ve işyeri iletişimini olumsuz etkilemesini önlemek için önemlidir.
Nomofobi Yaşayan Birisine Verilebilecek Tavsiyeler
- En önemlisi kısım bu durumun farkında olmak ve bu yaşanılan durum ile ilgili araştırma yaparak detayları öğrenmektir. Kişi ne zaman daha çok nomofobik davranıyor gözlemleyebilmek önem taşır.
- Telefonun bilinçli şekilde kullanılması gerekmektedir. Telefon üzerinde bildirim, arama veya mesaj yokken eline alınıp bakılmasının önüne geçebilmek için telefon kullanım süresi belirlenebilir. Ve bu sürelerin aşılmaması gerekir.
- Teknolojiden ve telefondan uzak kalabilmek için bazı dönemlerde belli aralıklar ile detoks yapılabilir. Telefon detoksu telefondan uzak kişinin kendisi ile ilgilenebilmesi için alan yaratabilir.
- Telefon ile ilgilenmek yerine ilgilenilen o süre boyunca kişi kendisinin hoşuna gidebileceği bir hobi alanı geliştirebilir. Hobi ile ilgilenmek o süre boyunca telefona bakma isteğinden kişiyi uzak tutabilir.
- Nomofobi yüzünden azalan gerçek yüz yüze iletişime önem verilmelidir. Arkadaşlar ve aile ile daha çok bire bir ve yüz yüze iletişim kurularak sosyal aktiviteler ve paylaşımlar yapılabilir.
- Telefondan uzaklaşıldığında oluşan panik ve stresi yönetebilmek için kişinin stres yönetim tekniklerini araştırıp öğrenmesi ve bunu stres anında kendisi için uygulayabilmesi o anda yeniden telefona ulaşmanın önüne geçebilir.
- Birdenbire telefondan uzaklaşmak zor olabilir. Biraz sabır ve emek isteyen bir süreç olacaktır. Bu yüzden büyük hedeflerden ziyade ufak hedefler belirlenmelidir. Günlük, haftalık veya aylık periyotlar ile cep telefonundan uzak kalabilmenin pratiği yapılabilir.
- Kişinin kendi yöntemleri ile çok fazla zorlandığı bir süreç olmaya devam ediyorsa bir uzmandan konuyla ilgili destek alması yaşanılan bu sürecin psikolojik olarak daha iyi ve rahat şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır.
Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.
Kaynakça
Polat, Reyhan. “Dijital hastalik olarak nomofobi.” Yeni Medya Elektronik Dergisi 1.2 (2017): 164-172.
Bekaroğlu, Ece Tathan, and Tuğba YILMAZ. “Nomofobi: Ayırıcı tanı ve tedavisi.” Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 12.1 (2020): 131-142.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Nomofobi
YILDIRIM, Serdar, and Ahmet Nesimi Kişioğlu. “Teknolojinin getirdiği yeni hastalıklar: nomofobi, netlessfobi, fomo.” SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi 25.4 (2018): 473-480.
Günlü, Aykut, and U. Z. Aslı. “Genişletilmiş benlik kuramı bağlamında nomofobi.” İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi 9.5 (2020): 3853-3873.
TÜREN, Ufuk, Haluk ERDEM, and Gökdeniz Kalkin. “Mobil telefon yoksunluğu korkusu (nomofobi) yayılımı: Türkiye’den üniversite öğrencileri ve kamu çalışanları örneklemi.” Bilişim Teknolojileri Dergisi 10.1 (2017): 1.
Gökmen, Burcu Demir, et al. “Nomofobi ile Fiziksel Sağlık Sorunları arasında Bir İlişki var mıdır?” Turkish Journal of Family Medicine and Primary Care 16.1: 131-139.
GÜLER, Ebru ÖZGÜR, and Dilek Veysikarani. “Nomofobi üzerine bir araştirma: üniversite öğrencileri örneği.” Beykoz Akademi Dergisi 7.1 (2019): 75-88.