Hayatımızın her anında artık sıklıkla maruz kaldığımız stres duygusu aslında yaşamın doğal bir parçasıdır. Günlük koşuşturma içerisinde bazen farkında olamasak da aslında çok fazla stres yüküne sahibiz. Okul hayatından iş hayatına, aile ve arkadaşlarımız ile ilgili yaşadığımız iyi veya kötü durumlar, değişiklikler, diyaloglar stres kaynağı olabilmektedir. Yaşanılan olayların yanı sıra kişinin kendi zihnindeki duyguları ve düşünceleri de strese yol açmaktadır.
Stres Nedir?
Stres kişinin kendisi üzerinde etki gösteren ve bu etkiyle beraber hem kişinin davranışlarını hem de diğer kişiler ile olan iletişimini etkileyen önemli bir duygudur. Kişi içerisinde bulunduğu ortamda yaşayacağı değişikliklerden veya hayatındaki alışagelmiş bir düzende meydana gelebilecek değişikliklerden etkilenir. Bunun bir sonucu olarak stres altına girer.
Stres, kişinin günlük yaşamında karşılaştığı zorluklar, baskılar veya yaşamındaki değişimlerle başa çıkma yeteneğini etkileyen bir psikolojik tepkidir.
Günlük hayatımızın birçok noktasında olağan akışta o kadar çok duygusal ve davranışsal değişikliklere maruz kalırız ki stres yaşamak kaçınılmaz olur. Stresi yönetmek noktasında da zorluklar yaşayabiliriz. Yaşadığımız stres hem fiziksel hem davranışsal hem de duygusal yönden etkiler. Bunun sonucun yönetilemeyen stres hayatı zorlaştırabilmektedir.
Modern dünyada artık stres sürekli devam eden ve uzun vadeli bir hal alır. İş yerindeki yoğun iş yükü, okul ve ders sorumlulukları, aile sorumlulukları, finansal zorluklar ve diğer günlük yaşam baskıları, stres seviyelerini yükseltebilir.
Kişi stres altında stres ile beraber kendisinde endişe, öfke, hüzün veya agresiflik gibi duyguları da yaşayabilir. Bu duygusal durumlar kişinin ruh halini olumsuz yönde etkileyebilir ve ikili ilişkileri üzerinde de negatif bir etki yaratabilir.
Stresin ortadan tamamen kaldırılması mümkün değildir. Strese sebep olan etkilerin hep dış etkenlerden kaynaklandığı düşünülse de aslında stres iç kaynaklı da olabilmektedir. Kişinin hayatında yaşadığı stresli olayların duygusal etkileri stres ile ilişkilidir. Fiziksel olarak da olumsuz etkileri olan stresin örneğin yüksek tansiyon, kalp hastalığı, sindirim problemleri ve bağışıklık sistemi zayıflaması gibi sorunları ortaya çıkarması muhtemeldir. Bu yüzden uzun vadede stresi yönetmek yaşam kalitesini artırabilir ve fiziksel sağlık sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir. Stresin yönetimini öğrenmek ve hayata uygulamak fiziksel ve psikolojik sağlığı korumak için önemlidir.
Stres Türleri Nelerdir?
Akut Stres: Kişinin bir travmatik olay karşısında ani ve yoğun şekilde belirtilerini yaşadığı bir stres türüdür. Örneğin, bir kaza, doğal afet veya ani bir kayıp gibi olaylar akut stresi tetikleyebilir.
Kronik Stres: Uzun vadeli ve sürekli olarak devam eden strestir. Örneğin, iş yerindeki sürekli baskı, aile içi sorunlar veya kronik sağlık sorunları kronik stresin nedenleri olabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Özellikle travmatik bir olayın ardından ortaya çıkan, kişinin hayatında ölüm, ciddi yaralanma, cinsel saldırı, savaş, doğal afetler, kaza, şiddet gibi şiddetli tehlike, travma ve korku içeren deneyimler olabilir.
İlişki Stresi: İlişki sorunları, partnerle yaşanan anlaşmazlıklar, boşanma veya ayrılık gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu tür stres, duygusal ve psikolojik duygu durumunu olumsuz etkileyebilir.
İş Stresi: İş yerindeki baskılar, iş yükü, rekabet ve diğer işle ilgili stres faktörleri nedeniyle ortaya çıkar. İşyeri stresi, iş performansını ve kişisel yaşamı olumsuz etkileyebilir.
Sağlık Stresi: Kronik sağlık sorunları, hastalık belirtileri veya tedavi süreçleri nedeniyle yaşanan strestir. Sağlık stresi, fiziksel ve duygusal sağlığı etkileyebilir.
Okul Stresi: Öğrenciler arasında özellikle sınavlar, ödevler ve akademik başarı beklentileri nedeniyle yaşanan strestir.
Stresin Belirtileri Nelerdir?
Fiziksel Belirtiler
Stres duygusunun fiziksel olarak belirtilerinin en önemli nedeni vücudun stres anında verdiği “savaş ya da kaç” tepkisidir.
Bu tepki kalp atışlarında hızlanma, hızlı soluk alıp verme veya derin derin nefes alma veya kan basıncının yükselmesine neden olur. Aynı zamanda stres vücudun kaslarında gerginliğe sebep olabilir. Bu yüzden kişinin omuz, boyun veya sırt ağrısı yaşama ihtimali artmaktadır. Baş ağrısını da tetikler niteliktedir.
Birçok kişide stres duygusu mide sorunlarına da yol açabilmektedir. Mide bulantıları ve mide ağrıları strese eşlik edebilmektedir. Bağışıklık sistemi de stresten etkilenebilir. Uzun süreli stres, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilir, bu da sık enfeksiyonlara veya hastalıklara yol açabilir.
Stres, uyku sorunlarına da neden olabilir. Kişi stresten kaçabilmek için daha fazla uyuyabilir veya tam tersi uykusuzluk yaşayabilir. Bu dengesizlik kişide daha da fazla strese yol açabilir ve bu bir kısır döngü haline gelerek günlük yaşantıyı olumsuz etkileyebilir. Yetersiz uyku, vücudu daha da fazla stres tepkisine sokabilir.
Stresin fiziksel belirtileri arasında titreme, terleme, ağız kuruluğu, baş dönmesi ve bulanık görme gibi belirtiler de yer alabilmektedir. Stresin fiziksel belirtileri çeşitlik göstermektedir ve bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterir.
Psikolojik Belirtiler
Stres kişinin yaşamında sıklıkla karşılaştığı bir durumdur ve çoğu zaman günlük yaşamın bir parçası olarak doğal kabul edilir. Ancak stresin psikolojik etkileri de mevcuttur. Stresin psikolojik sağlığa etkisi oldukça önemlidir ve uzun vadede ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Stres, birçok kişi için hayatın normal bir parçasıdır, ancak sürekli veya aşırı düzeyde stres altında olmak, psikolojik sağlığı ciddi şekilde etkileyebilir. Stresin psikoloji üzerindeki etkilerini şu şekilde açıklamak mümkündür:
Kişi stresle beraber birçok psikolojik sorunu da deneyimleyebilir. Ve stres genellikle anksiyete veya kaygı duygularını da ortaya çıkarmaktadır. Kişi kendi geleceğiyle ilgili endişeler taşıyabilir ve bu geleceğine dair kararsızlıklar veya belirsizliklerle başa çıkmakta zorluk yaşayabilir.
Uzun süre boyunca strese maruz kalan kişiler, hayatında umutsuzluk, enerjilerinde düşüş ve sevdiği aktivitelere karşı ilgi kaybı gibi depresyon belirtileri gösterebilirler. Aynı zamanda stres, odaklanma sorunu ortaya çıkarabilir. Ve kişi zor konsantre olmaya başlar. Kişi, iş veya günlük yaşam aktiviteleri sırasında dikkatini toplamakta zorluk yaşayabilir.
Stres, insanların daha tahammülsüz ve sinirli olmalarına, olaylara daha ani tepkiler vermelerine neden olabilir. Küçük sorunlar bile büyük tepkilere yol açabilir. Stres altında olan bir kişi sosyal çevresinden uzaklaşabilir. Ailesinden ve arkadaşlarından kendisini izole eder. Stres altındaki kişiler sosyal ilişkilerini ihmal etme eğiliminde olurlar. Daha az sosyal etkileşimde bulunabilirler.
Bazı kişiler stres altındayken aşırı yemeye yönelirken, diğer kişiler iştahlarını kaybedebilirler. Bu, kilo değişikliklerine ve yemek düzeninde dengesizliğe yol açabilir. Kişi ani öfke patlamaları veya aşırı hassasiyet yaşayabilir.
Stres, kişinin özsaygısını ve özgüvenini düşürme eğiliminde olur. Kişi genellikle stres anlarında kendini değersiz veya yetersiz hissedebilir. Aynı zamanda stres, panik atakların sık görülmesine de yol açabilir. Bu anksiyete atağı sırasında kişi yoğun korku ve panik hissi yaşar. Stres, kişinin mizahi yönünü azaltabilir. Kişi eğlenmekten veya onu güldürecek aktivitelere sohbetlere katılmak istemeyebilir. Daha az gülme veya eğlenme eğiliminde olabilirler. Stres, karar verme yeteneğini olumsuz etkileyebilir ve kişiyi karar alma süreçlerinde tereddütte bırakabilir. Yaşanılan stres yüzünden kişi dikkat dağınıklığı yaşayacağından karar verme gibi etkin olması gereken konularda geri planda kalmayı tercih edebilir.
Sosyal Belirtiler
Stres yaşayan kişiler, sosyal etkileşimlerden kaçınma eğiliminde olabilirler. Kendilerini arkadaş ve aile çevrelerinden uzaklaştırarak daha az sosyal etkileşimde bulunarak, kendilerini her şeyden koruma ihtiyacı hissedebilirler. Bu, arkadaşlık ilişkilerinin zayıflamasına, aile bağlarının güçsüzleşmesine neden olabilir. Stres, insanların duygu durumlarını kontrol etmesini de zorlaştırabilir ve bu da aile, arkadaşlar, iş veya okul arkadaşlarıyla iletişim problemlerine ve çatışmalara yol açabilir. Kişi stres altındayken daha sinirli, etrafındaki kişilere karşı tahammülsüz veya hassas hale gelebilir.
Stres altındaki bir kişi normalde severek yaptığı ve keyif aldığı sosyal aktivitelerden uzaklaşabilir. Hobilerini ve ilgi duyduğu alanlarını terk edebilir ve bu kendine ve çevresine olumsuz yansıyabilmektedir. Stres, kişinin karşılıklı diyalog kurmasına ve etkin iletişim kurmasını zorlaştırabilir. Düşüncelerinde karmaşıklık hatta konuşmama isteği, konuşma güçlüğü veya düşünceyi istediği gibi ifade edememe tarzında sorunlar ortaya çıkabilir.
Stres altındaki kişi etrafındaki insanlardan destek ve anlayış bekleyebilir. Arkadaşlarından ve ailesinden daha fazla dikkatli olmalarını, ilgilenmelerini ve kendilerine karşı anlayışlı olmalarını bekleyebilirler. Ve başkalarının sorunlarına duyarlı olamayabilirler. Kendi stres durumunu yönetmeye çalışan kişi sevdiği birisinin sorununu göremeyebilir. Kendi sorunlarına odaklanırken, diğer insanların ihtiyaçlarına veya duygusal durumlarına daha az dikkat edebilirler.
Aynı zamanda stres altındaki bir kişi yaşadığı bu stres durumu ile başa çıkmak için zararlı alışkanlıklara yönelebilir. Stres, işyerindeki veya okul hayatındaki performansı ve motivasyonu olumsuz etkileyebilir. İşte veya okulda yaşanacak olan dikkat eksikliği, odak kaybı ve motivasyon kaybı gibi sorunlar kişiyi olumsuz etkileyebilir. Stres kendisiyle beraber sosyal fobiyi tetikleyebilir veya artırabilir. Kişi, topluluk içinde kendini daha fazla endişeli veya rahatsız hissedebilir.
Stres Nasıl Oluşur?
Stres, vücudun ve zihnin karşılaştığı zorluğa, baskıya veya tehlikeli bir duruma maruz kaldığında verdiği doğal bir tepkidir. Stres, birçok farklı sebepten meydana gelebilmektedir ve her kişi farklı stres tetikleyicilerine sahip olabilir. Stresin kişiler üzerindeki etkisi herkes için farklı şekilde ortaya çıkmaktadır. Bazı kişiler stresle başa çıkmakta daha etkin olabilirken bazıları ise diğerlerine göre daha fazla zorluk yaşayabilirler.
Stresin kaynağı olarak bilinen stres tetikleyicileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Örneğin iş yeri ile ilgili baskılar, aile sorunları, maddi açıdan kaygılar, sağlık problemleri, ikili ilişkiler, okul ve sınav sorumlulukları gibi çeşitli faktörler stres tetikleyicisi olarak yer alabilir.
Stres, kişinin bu stres tetikleyicilerine nasıl tepki verdiği ile ilgilidir. Bir olayı veya durumu kişi stresli olarak algıladığında, vücut ve zihin bu stresle başa çıkmak için tepki üretir. Bu tepkiler fizyolojik (vücutta gerginlik, hızlı kalp atışı), duygusal (kaygı, öfke) ve davranışsal (kaçma, saldırganlık) olabilir.
Stres, kısa süreli veya uzun süreli olarak yaşanabilmektedir. Kısa süreli stres, genellikle anlık ve günlük karşılaşılan olaylarla ilişkilendirilirken uzun süreli stres sürekli olarak stres yaratan bir durumun sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Strese Neden Olan Faktörler Nelerdir?
İş Stresi: İş hayatı hemen hemen çoğumuzun sıklıkla strese maruz kalabildiği bir ortamdır. İş yerinde yaşanılan stres kişiyi hem psikolojik yönden hem de fiziksel, duygusal yönden olumsuz etkilemektedir. Kişinin iş performansında düşüşe neden olabilen iş stresi kişinin dikkatinin dağılmasına, işine yeteri kadar odaklanmamasına, çıkardığı işlerin verimli olamamasına ve başarısının olumsuz yönde etkilenmesine sebebiyet verir. Stres altında çalışan kişiler odaklanma güçlüğü yaşayabileceğinden işlerinde hata yapma olasılığı da artabilir. İşyerinde maruz kalınacak sürekli stres, çalışan kişilerin işlerinden tatmin almasını engelleyebilir. Böylelikle işyerindeki motivasyon düşerek kişilerde işten memnuniyetsizliğin artmasına yol açabilir. Stres çalışan kişilerin aralarındaki iletişimi de olumsuz etkiler. İş arkadaşları arasında yanlış anlaşılmaların artması, iletişim sorunları ve işyerindeki çatışmalar, işyerindeki oluşturulan atmosferi bozabilir. Sürekli strese maruz kalmak kişilerde hızla yorgunluk hissine sebep olabilir. Bu da uzun vadede tükenmişlik sendromuna yol açabilir.
Aile İçi Sorunlar: Aile içerisinde yaşanabilecek çatışmaların artması, iletişim eksiklikleri ve anlayışsızlık gibi sorunlar, aile üyeleri arasındaki ilişkilerin bozulmasına ve buna bağlı olarak da kişilerin stres duygusuna maruz kalmasına neden olabilir. Çocuklar yaşanacak olan bu stresli durumdan olumsuz yönde etkilenir. Çocuklar, aile içindeki çatışmaları fark edebilir ve bu durum onların duygusal ve ruhsal gelişimini etkileyebilir. Okul performansında, dersler ve sınavlarda düşüş, davranış sorunları ve duygusal zorluklar gibi sorunlar çocuklarda karşılaşılabilir. Aile içerisinde yaşanan olumsuzluklar ailedeki tüm bireylerin özel ve sosyal hayatını da etkileyecektir.
Maddi Kaygı: Kişi hayatında maddi zorluklarla başa çıkma konusunda kaygılı olduğunda, kendisinde sürekli bir gerginlik veya huzursuzluk hissi hissedebilir. Sürekli kendisini kaygılı hisseden ve sık sık maddi durumu ve geleceği ile ilgili düşünen bir kişinin uyku dengesi bozulacak ve uykusuzluk sebebiyle günlük hayattaki işlevi olumsuz etkilenecek daha çok stres yaşayacaktır. Aynı zamanda sürekli bir maddi kaygı içinde olmak kişinin enerjisini tüketebilir ve uzun vade de duygusal tükenmişliğe yol açabilmektedir.
Sağlık Sorunları: Kişinin kendi sağlık sorunu veya çevresinde sevdiği birinin yaşadığı sağlık sorunları önemli bir stres kaynağıdır. Hastalığın teşhisi, hastalığın tedavi süreçleri ve sağlıkla ilgili belirsiz durumlar kişinin endişeli ve stresli hissetmelerine yol açabilir.
Olumsuz Deneyimler: Kişinin hayatında yaşadığı veya şahit olduğu olumsuz deneyimler kişinin psikolojik ve fiziksel sağlığını etkileyecek önemli bir stres kaynağıdır. Olumsuz deneyimler kişide duygusal anlamda dengesizliklere yol açar. Kişi kendisini üzüntü, öfke, hüzün, endişe ve korku gibi duygusal değişiklikler yaşarken bulabilir. Bu duygusal değişiklikler, kişinin stres seviyelerini artırabilir. Aynı zamanda olumsuz deneyimlere kişi uzun süre boyunca maruz kaldığında stres seviyesi çoğalacak ve depresyon, anksiyete gibi diğer psikolojik sorunların yaşanmasına temel oluşturacaktır.
Teknoloji Kullanımı: Günlük hayatta telefon, tablet, bilgisayar kullanımı aşırı dozdaysa eğer kişi maruz kaldığı kötü haberler ve gelişmeler de kişinin günlük akışında strese maruz kalmasına neden olmaktadır.
Kişisel Beklentiler: Bazı kişiler kendilerine çok yüksek hedefler koyarlar ve mükemmel başarılı sonuçlar elde etmeyi amaçlarlar. Bu tür kişisel beklentiler, kişinin kendisini sürekli olarak eleştirmesine ve başkalarının da kendisinden beklentilerine cevap verme baskısı altında hissetmesine neden olabilir. Kişinin kendisine yüksek hedefler koyması ve bu konuda mükemmeliyetçi olması o hedeflere ulaşmaya çalışırken kendisini strese sokmasına neden olabilmektedir. Aynı zamanda o hedeflere ulaşabilmek için kişi zaman yönetimi baskısına maruz kalabilmektedir ve kişinin sürekli olarak acele etmesine ve zamanla yarışmasına yol açabilir. Kişi kendi beklentileri ile beraber arkadaşlarının, ailesinin, okulda öğretmenlerin, iş yerinde işverenin beklentilerini de karşılamaya çalışır. Bu da stresin artmasına neden olabilmektedir.
Stres Hangi Rahatsızlıklara Yol Açar?
Stres, uzun süreli ve yoğun bir şekilde devam ettiğinde birçok sağlık sorununa yol açabilmektedir. Fiziksel sağlık açısından, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, sindirim problemleri, baş, omuz, boyun ve sırt ağrıları gibi rahatsızlıklarla beraber nefes alıp vermede güçlük, fazla uyku veya uykusuzluk, terleme veya titreme, baş dönmesi, ağız kuruluğu gibi fizyolojik rahatsızlıkları tetikleyebilmektedir.
Psikolojik yönden ise stres ile beraber anksiyete, depresyon ve panik atak gibi durumları tetikleyebilir. Ayrıca davranışsal problemlere de yol açabilir. Örneğin kötü alışkanlıkların (sigara, alkol, uyuşturucu madde kullanımı) artmasına veya yeme bozukluklarına neden olabilir. Kişi normalinden daha az veya daha fazla yeme eğiliminde olabilmektedir.
Stresle Başa Çıkmak İçin Neler Yapılabilir?
Stresi etkili bir şekilde yönetmeyi öğrenmek fiziksel ve zihinsel sağlığı iyileştirmenin yanı sıra daha mutlu ve dengeli ve sakin bir yaşam sürmeye yardımcı olacaktır. Stresle başa çıkmak ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla, durumu ya da duruma verilen tepkileri değiştirmeye stres yönetimi denir.
Bireysel olarak kullanılan bazı stratejiler, stresle başa çıkmada çok gerekli ve önemli bir yer tutmaktadır. Bireysel stratejiler, stres yönetiminde oldukça etkili olabilir. Stres, herkesin yaşadığı bir durumdur ve kişiden kişiye farklılık gösterir. Ancak bazı bireysel stratejiler stresi azaltmak ve kontrol altına almak için yardımcı olabilir. Yönetilmeyen stres, kişinin hayatında depresyon, anksiyete, öfke sorunları ve diğer duygusal ve zihinsel sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden stres yönetimini öğrenmek ve uygulamak, stresi kontrol altına almak, daha iyi ruh halini ve zihinsel sağlığı destekleyecektir. Stres yönetimi, daha iyi ikili iletişim kurmanıza ve yaşanan çatışmaları daha etkili bir şekilde çözmenize yardımcı olur. Bu da kişisel ve profesyonel ilişkilerin sağlığını iyileştirebilir.
Öncelikle nefes egzersizleri çok önemlidir. Nefes alma teknikleri, anlık olarak meydana gelen stresi hafifletmek için etkili bir yol olabilmektedir. Bu teknik, sosyal etkileşim ve fiziksel aktivite ile vücudun her gün karşılaştığı birçok stresli olayın ardından kişinin normal fizyolojik ritmine dönmesine yardımcı olmaktadır. Bedeni gevşetebilme yolunda atılması gereken ilk adım nefesi kontrol etmektir. Bu nedenle, nefes teknikleri de vücuttaki gerilimden sistematik bir şekilde kurtulmaya yardımcı olan alternatif bir tekniktir.
Egzersiz, stres hormonlarının azalmasına ve mutluluk hormonlarının artmasına yardımcı olabilir. Meditasyon ve yoga vücudu hem fizyolojik hem de psikolojik olarak rahatlatan egzersizler arasında yer almaktadır. Hem doğru nefes alıp vermeyi öğretir hem de kişinin daha rahatlamasına ve huzurlu olmasına yardımcı olur. Yoga hareketleri vücut kaslarının gerginliğini azaltabilir ve fiziksel anlamda rahatlama sağlayabilir. Bu, vücudun yaşadığı stresi daha iyi idare etmesine yardımcı olabilir. Yoga aynı zamanda kişinin odaklanma becerisini geliştirir. Böylelikle stresin yaratmış olduğu zihinsel karmaşıklığın önüne daha rahat geçilebilir.
Egzersizlerin yanı sıra sağlıklı ve dengeli beslenmek vücudun stres ile başa çıkmasına yardımcı olan bir unsurdur. Sağlıklı ve dengeli beslenme ile beraber vücudun bağışıklık sistemi ve genel sağlık durumunu güçlenebilir. Bu durum stresle başa çıkmak için kişinin ihtiyacı olan enerjiyi artırabilir. Aynı zamanda fiziksel olarak kişinin daha zinde hissetmesine yardımcı olur.
İyi bir uyku düzeni ve yeterli, dengeli uyku süresi, zihinsel ve fiziksel sağlığın korunmasına ve stresin etkilerini azaltmaya yardımcı olur. Uykusunu iyi alan bir kişinin konsantrasyonu daha aktif ve daha zinde olur. Yetersiz uyku, vücut için stres kaynağıdır ve bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Bu yüzden uyku saatlerini ve verimini atlamamak gerekir. Yeteri kadar uykusunu iyi alan bir kişi kendisini daha enerjik hisseder ve fiziksel dayanıklılığı artar. Bu durum stresle başa çıkmayı daha etkili hale getirir. Uyku, zihni ve bedeni hem fiziksel hem de duygusal olarak yeniden şarj etmeye yardımcı olur. Stresli bir günün ardından iyi bir gece uykusu, vücut ve zihin için dinlenme ve kaybedilen enerjiyi yeniden toplama fırsatı sunar.
İş ve özel hayatın dengesi, birçok insan için yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir unsurdur ve bu denge, stres üzerinde önemli etkiye sahiptir. Özellikle aşırı iş yükü, uzun çalışma saatleri ve kişinin işe aşırı odaklanması yaşanılan stres seviyesinin artmasına neden olmaktadır. İş hayatının yanı sıra özel hayatla ve sevdiklerimiz ile ilgilenmek, rahatlamak ve dinlenmek, bu yaşanılan stresi azaltabilir. İş hayatını ve özel hayatı dengelemek kişinin rahatlayabilmesi ve kendisini dinlendirebilmesi için özel bir alan oluşturmasına yardımcı olur.
Stres yüzünden sosyallikten uzaklaşan bir kişi kendisini daha fazla strese maruz bırakabilmektedir. Bu sebepten aile ve arkadaşlara zaman ayırmak sosyal çevre ile bir arada bulunmak stres ile başa çıkabilme de önemlidir. Kişinin hayatında negatif ve toksik ilişki içerisinde bulunduğu kişilerden kendisini izole etmesi normaldir. Ancak ilgi duyduğu ve severek katıldığı aktivitelerden uzaklaşması stresi tetikler. Sosyal alanda kişi kendisine alan yaratmalı ve stresten uzaklaşmak için hobilerine yönelmelidir.
İyi bir zaman yönetimi becerisine sahip olmak işleri planlamak, önceliklendirmek ve düzenlemek anlamına gelir. Zaman yönetimi becerileri zayıf olan kişi bu planlama süreçlerinde zorluk yaşayabilir ve bu da işlerin karmaşıklığını ve stresini artırabilir. Bu stresten uzak kalabilmek için kişinin zaman yönetimi becerileri edinmesi hatta yapılacak işleri düzenli bir şekilde not alabilmesi için kendisine ajanda edinmesi önemli bir etkendir. İyi bir zaman yönetimi pratiği, işlerin daha verimli bir şekilde yapılmasına, iş üzerinde daha kontrol sahibi olabilmeye ve bu nedenle stresi azaltmaya yardımcı olabilir.
Stres Yönetimi Terapi Yöntemi
Stres yönetimi için Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), etkili bir terapi yöntemi olarak uygulanmaktadır. Kişilerin düşünce kalıplarını ve davranışlarını inceleyerek, stresin üstesinden gelmelerine ve stresi yönetebilmelerine yardımcı olur.
Bilişsel davranışçı terapi kişinin stresli durumları kendisinde nasıl değerlendirdiğini anlamak için öncesinde düşünce kalıplarını inceler. Bilişsel davranışçı terapi olumsuz düşünce kalıplarını pozitif ve gerçek olacak düşünce kalıplarıyla değiştirmeyi amaçlar. Böylelikle stresle başa çıkmayı kolaylaştırır çünkü düşünce kalıpları duygusal olarak verilen tepkileri etkiler. Terapi boyunca kişi stresli bir durumu daha küçük ve yönetilebilir parçalara bölmeyi öğrenir. Bu, büyük sorunları daha küçük adımlara ayırarak çözümlemeyi ve stresi azaltmayla beraber yönetebilmeyi amaçlar. Aynı zamanda bilişsel davranışçı terapi kişiye stresli durumları daha etkili bir şekilde çözmeleri ve yönetebilmeleri için problem çözme ve stresi yönetme teknikleriyle becerilerini kazandırır.
Aynı zamanda stresin kişide panik atağa ve anksiyete gibi durumlara sebep olmasına engel olabilmek için gerekli olan stresle başa çıkma tekniklerini öğretir. Daha sağlıklı düşünce ve davranışlarla, bedenin stres tepkileri daha iyi kontrol edilebilir. Bilişsel davranışçı terapi her kişiye ayrı özel bir yaklaşım sunar ve bireyin kendi stres tetikleyicilerine ve ihtiyaçlarına odaklanır.
Terapi bireylerin fiziksel ve duygusal sağlıklarına önem vermesini teşvik eder. Egzersiz, beslenme, uyku düzeni gibi yaşam tarzı değişikliklerini ele alır. Olumsuz davranışları ve alışkanlıkları tanımlar ve bunları daha sağlıklı davranışlarla değiştirmeye odaklanır.
Bilişsel davranışçı terapi, bireylerin düşünce ve davranışlarını anlamalarına, olumsuz kalıpları değiştirmelerine ve stresle daha iyi başa çıkmalarına yardımcı olarak stres yönetiminde etkili bir yaklaşım sağlar. Bir uzman tarafından uygulanan bilişsel davranışçı terapi, bireylere stresle daha sağlıklı bir şekilde başa çıkma stratejilerini öğrenmelerinde yardımcı olabilir.
Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.
Kaynakça
Güçlü, Nezahat. “Stres yönetimi.” Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 21.1 (2001).
Yasemin, Ö. Z. E. L., and Aysun BAY KARABULUT. “Günlük yaşam ve stres yönetimi.” Türkiye Sağlık Bilimleri ve Araştırmaları Dergisi 1.1 (2018): 48-56.