Herkesin hayatı boyunca zaman zaman kendisini değersiz hissettiği ve değersiz gördüğü anlar vardır. Bu değersizlik duygusu, çok doğal ve herkesin hayatı boyunca mutlaka yaşadığı bir duygudur. Ancak bu değersizlik duygusu kişinin hayatında sürekli ve baskın hal almaya başladıysa bu durum kişinin psikolojik ve aynı zamanda duygusal sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Değersizlik duygusu, bir kişinin kendisini yeteri kadar önemli görmediği, yetersiz bulduğu ve hem toplum hem de kendi ailesi ve arkadaş çevresi içerisinde değerden yoksun ve geri planda hissettiği bir duygu durumudur. Bu değersizlik duygusu kişinin hem psikolojik hem de duygusal açıdan tükenmesine yol açabilecek, kişiye karşı olumsuz etkileri olan bir duygudur.
Değersizlik duygusu aynı zamanda kişinin kendisine olan öz saygısını da düşürebilmektedir. Çünkü kendisine olan inancını yitirmeye başlamıştır. Olumsuz olan düşüncelerin etkisinde kalmaktadır.
Kendisini değersiz hisseden birisi buna bağlı olarak kendisine duyduğu güvende de zedelenmeler yaşamaktadır. Kişi sosyal ortamlara girmekten kaçınabilir. Kişi etrafındaki kişilerle iletişim kurarken sürekli olarak kendisini yetersiz hissetme eğiliminde olmaktadır. Bu durum zamanla ikili ilişkilerde sorunlara yol açabilir. Ayrıca kişinin yaşadığı değersizlik duygusu beraberinde depresyon, anksiyete ve diğer psikolojik sorunların gelişimine katkıda bulunabilmektedir.
Kişinin kendisinde değersizlik görmesi, kendisinin yeteneklerine, duygu ve düşüncelerine karşı olan inancını kaybetmesidir. Bu duygu genellikle kişideki olumsuz düşüncelerin, yaşadığı olumsuz deneyimlerin ve dış faktörlerin bir etkisi olarak ortaya çıkmaktadır.
Değersizlik Duygusu Nasıl Anlaşılır?
Öncelikli olarak kişi kendisine karşı olumsuz düşüncelere kapılma eğiliminde olur. Ve olumsuz yönde öz eleştirileri olabilmektedir. Değersizlik hissi yaşayan bir kişi genellikle kendi yeteneklerini, değerini, duygu ve düşüncelerini hep küçümser, yaşadığı veya yaşayacağı başarısızlıklar da kendisini sürekli olarak suçlar ve olumsuz düşüncelerden kurtulamaz.
Aynı zamanda kişinin kendine olan öz saygısı düşükse bu duygu etrafındaki kişiler tarafından kolayca fark edilebilir. Değersizlik hissi yaşayan birisi genellikle kalabalık bir ortamda iletişimden çekinir. Sosyal ortamlardan ve sosyal iletişimden geri çekilme eğiliminde olur.
Duygusal belirtiler de değersizlik hissinin bir parçası olabilmektedir. Kişi, kendisini sürekli olarak üzgün, mutsuz veya zaman zaman umutsuz hissedebilir. Kendisini suçlama eğilimi gösterebilir. Başarısız olduğunu ve yetersiz olduğunu düşünerek kendisine fazla yüklenir. Bu durum depresyona da yol açabilir. Ayrıca, öz saygı eksikliği nedeniyle kişi kendi ihtiyaçlarına, duygularına ve düşüncelerine olması gerektiği gibi önem vermez ve ihmal eder.
Değersizlik duygusu, kişinin sosyal ve ikili ilişkilerini de olumsuz yönde etkileyebilir. Kendini değersiz hisseden biri, sosyal ve ikili ilişkilerinde güven problemi yaşayabilir ve yakın ilişkilerden kaçınma eğiliminde olur. Aynı zamanda etrafındaki kişilerin onu beğenmediğini, değersiz ve yetersiz bulduğunu veya onu takdir etmediğini düşünebilir. Bu da sosyal ilişkilerde mesafeyi meydana getirir.
Değersizlik Duygusunun Nedenleri Nelerdir?
Çocukluk Deneyimleri
Aile, bir kişinin değeri, sevgiyi ve önemsenmeyi öğrendiği en temel yerdir. Bu noktada ebeveynlerin çocuklarına yönelik davranışları ve tavırları, çocukların hayatta kendilerini nasıl gördüklerini hem olumlu hem de olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden aile içerisinde ebeveynlerin olumlu bir tutumu kişinin kendisinde öz saygı geliştirmesini, kendisine güven duymasını ve değerli, mutlu hissetmesini sağlarken, eleştirel veya ihmal edici olumsuz bir yaklaşım, kişinin kendisini değersiz görmesine neden olabilmektedir.
Küçüklükten bu yana yapılan sürekli olumsuz ve yıkıcı eleştiriler kişinin öz güven ve öz saygı geliştirmesinde bir engel olarak karşımıza çıkabilmektedir. Aynı zamanda aile içerisinde kardeş konularında fazla kıyaslamaya maruz kalmış kişiler de kendilerinde bu anlamda değersiz olma hissi geliştirebilmektedir. Daha az sevildiğini düşünerek kendisinde değersizlik duygusu oluşabilir.
Bu olumsuz çocukluk deneyimleri, kişinin hayatında ilerleyen yaşlarda kendisini değersiz hissetmesine ve bu duygunun hayatının farklı alanlarını olumsuz yönde etkilemesine neden olabilir.
Olumsuz Düşünceler
Kişi hayatında kendisine dair olumsuz düşüncelere sahip olduğunda örneğin “Ben hiç değerli değilim. Başkaları çok daha iyi.” gibi bu düşünce tarzı değersizlik duygusunu tetikleyebilir ve çoğaltabilir. Bu tür olumsuz düşünceler kişinin kendini daha yetersiz ve önemsiz hissetmesine neden olmaktadır.
Olumsuz düşünceler, kişinin kendini yıkıcı şekilde eleştirmesine ve kendi başarılarından ziyade başarısızlıklarını vurgulamasına neden olabilir. Bu tavır, değersizlik duygusunu arttırmaktadır.
Kıyaslama Yapmak
Kıyaslama yapmak değersizlik duygusunun önemli bir faktörü olabilir çünkü içten içe bu değersizlik duygusunu güçlendirebilir. Kişi genellikle kendisini çevresindeki diğer kişiler ile kıyaslama eğiliminde olur. Ancak bu kıyaslamanın sonu kişi için olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Çünkü kişi kendisini kıyasladığında etrafındaki diğer kişilerin kendisine göre daha başarılı, mutlu veya becerikli olduğunu düşündüğünde kendisinde duyduğu değersizlik hissi daha da artacaktır.
Kıyaslama yaparken kişi diğerlerinden daha iyi olabilmek adına kendisinde mükemmeliyetçi bir bakış açısı geliştirebilir. Böyle bir durumda diğer kişiler ile sürekli bir rekabet içerisinde olur. Bu rekabet ve onlardan daha iyi olma baskısı zamanla kişiyi yıpratabilir. En ufak bir hatada kişi kendisini daha değersiz hissetmeye başlayacaktır.
Etrafındaki kişilerin sürekli olarak kendisinin başarılarını veya düşüncelerini sorguladığını düşünerek kendi kendisine evhamlanabilir. Bu evham hali kişinin yetersizlik duygusunu arttırabilir.
Aynı zamanda kişinin kendisini sürekli olarak etrafındaki kişiler ile kıyaslaması kişinin öz saygı durumunu da olumsuz yönde etkiler. Başkalarının daha başarılı, yetenekli veya güzel olduğunu düşünen bir kişi kendi öz saygısını zedelemiş olur.
Fazla Eleştiriye Maruz Kalmak
Kişi özellikle kendisine yönelik olumsuz eleştirilerde kendisini daha değersiz ve yetersiz hissetme eğiliminde olur. Çünkü yıkıcı eleştirilere maruz kalmak kişinin kendisine duyduğu öz güveni ve öz saygıyı olumsuz yönde etkilemektedir. Kişi yapılan eleştiriyi kendi içinde her zaman olumlu hale çeviremeyebilir. Böyle olduğu zaman yapılan olumsuz ve yıkıcı eleştiriler kişinin kendinde eksiklikler olduğunu düşünmesine neden olur.
Kişi aynı zamanda gelen eleştirilere tepki olarak kendini değerlendirme eğiliminde olur. Yıkıcı ve olumsuz gelen bir eleştirinin karşısında kişi direkt olarak kendisini savunmaya da geçebilir. Çünkü başkalarının yıkıcı yorumları kişinin kendisini olduğundan daha kötü veya yetersiz olarak hissetmesine yol açmaktadır.
Hatta daha hassas yapıda olan kişiler sırf olumsuz bir eleştiri almamak için kendisini sosyal ortamından ve çevresinden uzak tutabilmektedir. Yıkıcı ve olumsuz bir tavır gören kişi zedelenen öz saygısını yeniden toparlamasında zorluk yaşayabilir.
Fiziksel Rahatsızlıklar
Fiziksel rahatsızlıklar, kişinin kendi bedeninde yaşadığı herhangi bir rahatsızlık, ağrı, işlev kaybı, güç kaybı gibi problemler karşısında diğer insanlardan farklı olduğuna ve bu bağlamda kendisini daha değersiz görmesine neden olabilmektedir.
Fiziksel rahatsızlıklar kişinin fiziksel bazı aktivitelerini kısıtlayabilir. Ve bu durumda kişi kendisini izole ederek sosyal ortamlardan uzaklaşabilmektedir. Bu yalnızlık duygusu ile beraber değersizlik duygusunu tetiklemektedir.
Kişi toplumun ona karşı ön yargılı olabileceğine inanabilir. Bu yüzden kalabalık ortamlardan ve sosyal ortamlarda bulunmak kendisinde yetersizlik hissini ortaya çıkarır. Aynı zamanda fiziksel rahatsızlıklar kişinin okul veya iş hayatını da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu konuda zorluk yaşamak kişinin kendisini değersiz görmesine neden olur.
Ayrıca fiziksel rahatsızlıklar, kişinin kendi bedenini ve kendi benliğini algılamasını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu olumsuz algı, kişinin kendini daha az değerli veya çirkin, mutsuz hissetmesine neden olabilir.
Düşük Benlik Duygusu
Düşük benlik duygusuna sahip bir kişi kendisini yetersiz olarak görür. Bu durum kişinin başarısız olacağını düşünmesine yol açabilir. Bu nedenle düşük benlik algısına sahip bu kişiler başarılı olabilecekleri bir durumdan bile kaçınabilir ve kendi çabalarını görmezden gelebilirler.
Düşük benlik duygusuna sahip olan kişiler sosyal iletişimden ve sosyal çevrelerinden kaçınabilirler çünkü kendilerini başkalarının olumsuz bir şekilde değerlendireceğini düşünürler. Bu da değersizlik hissini olumsuz yönde etkileyebilir.
Aynı zamanda düşük benlik duygusuna sahip olan bir kişi kendisini sürekli olarak içsel eleştirir. Bu eleştiriler genellikle olumsuz yöndedir. Ve bu yüzden kişi kendisini daha da yetersiz ve değersiz görmeye başlar.
Değersizlik Duygusu Nasıl Anlaşılır?
Değersizlik hissi yaşayan bir kişi sürekli olarak kendi kendilerine olumsuz konuşma yaparlar. Kendilerini içsel olarak eleştirirler. Bu eleştiriler genellikle “Ben hiçbir şey yapamadım. Hala yapamıyorum.” veya “Ben değersizim, kimse için değerli değilim.” gibi düşünceler ile kendini gösterebilir.
Değersizlik hissi yaşayan bir kişi, kendisini sık sık olumsuz olarak eleştirir ve hatalarını abartır. Bu eleştirileri fazla abartı veya gerçeklikten uzak olabilir.
Hayat amacını sorgulayabilir. Bir hedef veya gelecek planı yapmaktan uzak durur. Umudunu kolayca kaybeder.
Diğer kişilerin kendilerini olumsuz yönde eleştirip onları başarısız ve yetersiz görürler diye sosyal ortamlarından uzaklaşırlar. Ailesiyle ve arkadaşlarıyla olan iletişimden kaçınırlar.
Boş oldukları vakitlerde keyif alabilecekleri bir aktiviteden ziyade tek başlarına ve eve kapanık şekilde geçirmeyi tercih edebilirler.
Değersizlik hissi yaşan kişiler kendilerini daha iyi ve daha başarılı hissetmek için yaptıkları işlerde mükemmel sonuçlar elde etmeye çalışırlar. Ancak bu mükemmeliyetçi bakış açısı kişinin kişisel doyum yakalamasına ve tatmin olmasın engel olur. Çünkü bu mükemmeliyetçi bakış açısı kişide daha fazla stres ve baskı yaratabilir.
Değersizlik hissi yaşayan kişi genellikle çoğu aktivitelere ve yeniliklere ilgilerini kaybederler. Ve dolayısıyla hayata karşı olan motivasyonlarını da kaybedebilirler. Çünkü kişiler kendilerini değersiz hissettiklerinde, yeni bir şeyler için çaba sarf etmeye veya yeni şeyler denemeye karşı isteksiz olurlar.
Değersizlik duygusu kişinin kendisini kötü ve mutsuz hissetmesine yol açabilir. Bu durum değersizlik duygusuyla beraber kişinin depresyon, anksiyete veya diğer duygusal ve psikolojik sorunlar yaşamasına neden olabilmektedir.
Kendisine karşı değersizlik hisseden bir kişi her şeyden izole olmaya çalışacağı için daha hareketsiz kalır. Bu hareketsizlik sebebiyle bazı fiziksel sorunlar da yaşayabilir. Kas ağrıları, baş ağrısı, uykusuzluk, yorgunluk ve halsizlik hali gibi bazı fiziksel belirtiler ile beraber gözlemlenebilir.
Kişi kendisini değersiz hissettiğinde kendi kişisel bakımlarını da ihmal etme eğiliminde olur. Değersizlik hissi kişinin kendi bakımına önem vermemesine yol açabilmektedir.
Ayrıca kişi içerisinde bulunduğu bu değersizlik duygusundan kurtulabilmek için kendisine karşı zararlı olabilecek alışkanlıkları edinme eğiliminde de olabilmektedir.
Değersizlik Duygusu Hangi Sorunlara Yol Açabilir?
Değersizlik duygusu kişinin kendisini değersiz, başarısız ve yetersiz olarak gördüğü bir duygusal durumdur. Ve bu değersizlik duygusunun kişide yol açabileceği bazı problemler mevcuttur. Bunlardan bazıları şu şekilde olabilmektedir:
- Öz saygı ve öz güven eksikliği
- Depresyon
- Kaygı bozuklukları
- Sosyal çevreden izole olma
- İkili iletişim problemleri
- İlişki problemleri
- Zararlı alışkanlıklar
- Duygusal ve fiziksel rahatsızlıklar
- Okul veya iş hayatındaki engeller
- Uzun vadede intihar düşünceleri
Öz Saygı ve Değersizlik Hissi
Öz saygı ve değersizlik hissi birbiriyle ilişki olan iki kavramdır. Öz saygı, bir kişinin kendisini olduğu gibi kabul edebilmesi, kendisine, yeteneklerine, duygu, düşünce ve bakış açısına güvenmesi ve kendi değerini başkalarına göre kıyaslamadan bilmesi ile ilgilidir. Kişinin sağlıklı bir öz saygıya sahip olması kişinin hayatında kendisine karşı daha olumlu yaklaşması ve bundan dolayı da hayatındaki zorluklar ile daha rahat bir şekilde başa çıkmasına yardımcı olurken, düşük bir öz saygıya sahip bir kişi kendisine karşı güvensizlik hisseder. Bu güvensizlik kaygı, stres ve depresyon gibi daha birçok psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu durumda dolayısıyla beraberinde değersizlik duygusunu ortaya çıkarır.
Bir kişinin eğer öz saygısı düşükse kişi kendisini daha değersiz hissetme eğiliminde olabilmektedir. Öz saygı eksikliği ve değersizlik hissiyle beraber bir kişi, kendi hayatındaki yerini ve değerini sorgulayabilir, hayatında diğer kişilerin beklentilerine ve düşüncelerine uygun davranmaya çalışabilirler. Bu sayede onay alıp kendilerini daha değerli hissedeceklerine inanırlar.
Bir toplum veya arkadaş çevresi içerisinde kişinin kabul görmesi ve değer görmesi önemli bir yere sahiptir. Bir kişi ailesinin, arkadaşlarının veya diğer kişilerin kendisini değerli ve önemli bulduğunu gördüğünde ve bunu hissettiğinde kendisine karşı duyduğu güven de öz saygısı da artar. Ancak ailesi, arkadaşları veya diğer kişiler tarafından dışlandığını, kabul görmediğini, değer görmediğini hisseden bir kişi dolaylı olarak kendisine olan güveni de saygıyı da kaybeder. Bu durum beraberinde değersizlik duygusunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu değersizlik duygusu da kişinin ilişkilerde sorun yaşamasına, kişinin kendi çevresinden kendisini izole etmesine ve duygusal açıdan sıkıntılar yaşamasına yol açabilmektedir.
Aynı zamanda kişinin yaşadığı çocukluk dönemi kişinin öz saygının temellerinin atıldığı dönemdir. Bir kişi çocukluğunda ailesi ve aile çevresi tarafından sevgiyle, kabul edilmekle ve değer verilmekle, var olmakla, saygı duyulmakla büyütüldüyse bu kişi hayatında sağlıklı bir öz saygı duygusu geliştirebilir. Ancak bir kişi çocukluk döneminde ailesi ve aile çevresi tarafından aşağılayıcı, kabul görmeyen, hep olumsuz yönde eleştirilen, varlığı sayılmayan, görmezden gelinen veya baskıcı bir şekilde yetiştiyse kişi kendisinde öz saygı geliştirme yeteneğini bulamayabilir. Öz saygı geliştiremeyen bir kişi değersiz hissetme eğiliminde olur.
Kişinin değer görme ihtiyacı, çocukluktan sonrasında yetişkinlik döneminde de devam etmektedir. Bir kişi iş hayatında, okulda, ailesinde, arkadaşlık ilişkilerinde veya kuracağı romantik ilişkilerde kendini değerli hissetmek ister. Eğer ilişkilerinde değerli hissedemiyorsa kişide bu durum ilişkilerinde sorunlara neden olabilir. Ve belki de kişide var olan öz saygıyı ve değer duygusunu da zedeler ve olduğundan daha aşağıya çeker.
Aynı zamanda kişinin düşük özsaygıya ve değersizlik hissine sahip olması beraberinde depresyon veya kaygı bozuklukları gibi psikolojik sorunların ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Bu da kişinin hem psikolojik hem de duygusal yönden yıpranmasına neden olmaktadır.
Kişinin düşük öz saygı ve değersizlik duyguları arasındaki bu ilişkiyi anlaması çok önemlidir ve gereklidir. Öz saygı ve değersizlik hissi birbirini destekleyen duygulardır. Öz saygının ve değersizlik duygusunun birbirini nasıl beslediğini, hangi yönlerde birbirini etkilediğini, olumlu veya olumsuz nasıl değiştirebildiğini anlayabilmek kişinin bu durumun olumsuz etkilerinin daha rahat farkına varabilmesine ve bu döngüyü kırmak için daha pozitif bir bakış açısı sergilemeleri gerektiğini anlamasını sağlayacaktır.
Değersizlik Duygusu ile Nasıl Başa Çıkılır?
Değersizlik hissinde kişi kendisini yetersiz, başarısız ve başkaları tarafından önemsenmediğini düşünebilir. Ve bu duygu kişinin gündelik hayatını olumsuz yönde etkiler. Ancak bu duygu ile başa çıkabilmenin bazı noktaları mevcuttur. Bunlardan birkaçı şöyledir:
Duyguyu Tanıyın: Değersizlik duygusunun olumsuz etkilerini azaltabilmek için atılabilecek için ilk adım, bu değersizlik hissinin nereden geldiğini, hangi düşünceler sonrasında oluştuğunu ve nasıl hissettirdiğini doğru bir şekilde anlamaktır. Kişi kendisi değersiz hissettiren durumların farkında olmalıdır. Bu şekilde bu duygunun kaynağını bulabilir. Geçmiş olumsuz deneyimler olabilir, çocukluktan bu yana süregelen aile dinamikleri olabilir veya kişinin kendi bakış açısı olabilir bütün bu ihtimaller değersizlik duygusunu tetikleyebilir. O yüzden bu değersizlik hissine neden olan düşünce kalıplarını tanımak ve fark etmek, kişinin kendisini değerli hissedebilmesinin önemli bir parçasıdır.
Değersizlik hissi meydana geldiğinde kişi bu duyguyu ve bu duygu ile ilişkilendirilen düşüncelerini, davranışlarını ve diğer duygularını gözlemlemelidir. Çoğu zaman geçici duyguların etkisine çok fazla kapılma eğiliminde olmaktayız. Bu yüzden farkındalık kazanarak kişi duyguların geçici olduğunu daha rahat görebilir.
Değersizlik hissi genellikle kişinin sahip olduğu olumsuz düşünce kalıplarıyla ilgilidir. Kendisine kazandıracağı farkındalık sayesinde kişi bu olumsuz düşünceleri tanıyabilir ve bu olumsuz düşüncelerin hayatını olumsuz yönde etkilemesine engel olabilmektedir. Farkındalık gelişimi kişinin kendisine karşı daha nazik ve daha doğrucu yaklaşmasına yardımcı olabilir.
Olumlu Bakış Açısı: Kişinin kendisine karşı beslediği olumsuz düşünceler kendisini değersiz hissetmesine neden olmaktadır. Bir kişi kendisine karşı sürekli olarak olumsuz düşünceler ile yaklaşırsa bir süre sonrasında değersiz hissetmesi kaçınılmaz olmaktadır. Kişinin kendisine yönelik bakış açısını bu olumsuz düşünce kalıplarından sıyırarak olumlu bakış açısına döndürmesi gerekmektedir. Bu olumlu bakış açısı kişinin kendisine karşı daha yapıcı ve motive edici yaklaşmasını sağlamaktadır. Örneğin kişi kendi kendine düşündüğü “Ben hiçbir şey başaramıyorum.” düşüncesini “Ben eğer istersem bunu da başarabilirim.” şeklinde bir olumlu bakış açısıyla değiştirmelidir.
Aynı zamanda kendisine karşı pozitif tutumlar geliştirebilen bir kişinin öz saygısı da bundan olumlu yönde etkilenecektir. Olumlu bir tutum kişinin kendisini olduğu gibi kabul etmesine ve olduğu haliyle değer vermesini sağlamaktadır. Her insan hata yapabilir. Bu hatalar kişinin kendisine karşı olumsuz şekilde yansımamalıdır. Her hatayı bir ders bir tecrübe niteliğinde görüp bundan ders çıkarmanın yolları aranmalıdır. Bu düşüncenin benimsenmesi kişinin bir hata sonrası kendisine kötü bir şekilde yüklenmesinin önüne geçecektir.
Olduğunuz Gibi Olun: Bir kişi kendisini olduğu gibi kabul etmediğinde kendisini de sevmemeye ve değer vermemeye başlar. Bu değersizlik hissinin önüne geçilmesi için kişinin mükemmeliyetçi bakış açısından sıyrılıp kendisinin tam anlamıyla farkına varması hatta kendisini onurlandırması gerekmektedir. Kişi kim olduğu, hangi durumda ne hissettiği ne düşündüğü veya neler yapıp neler yapmayacağı konusunda kendisine saygı duymalı ve barış içinde olmalıdır.
Kişinin kendisini olduğu gibi kabul etmesi kendisine karşı öz şefkat geliştirmesine katkıda bulunur. Değersizlik hissi yaşayan bir kişi kendisine karşı sert ve yıkıcı bir iletişim tarzı benimserken kendisini olduğu gibi kabul edebilen bir kişi kendisine karşı ılımlı olur.
Aynı zamanda kişinin olduğu gibi kendisini kabul edebilmesi, kişinin kendisinin güçlü yönlerini geliştirme ve zayıf yönlerini de değiştirebilmesi için bir fırsat yaratabilmektedir. Kendisinin değersiz olduğunu düşünen bir kişi kişisel gelişimine önem vermez. Ancak kendisini olduğu gibi kabul edebilen bir kişi kendisini geliştirme fırsatlarına daha açık olacaktır.
Eleştirileri Fırsat Olarak Görün: Değersizlik hissi kişinin kendisine karşı yapılacak olan olumsuz eleştirilere fazla savunucu olmasını ve fazla tepki göstermesini sağlayabilir. Ancak eleştiriye açık olmak, kişinin kendisine yönelik yapılacak olumsuz eleştirileri daha sağduyulu ve sakin bir şekilde karşılamasına hatta bu eleştiri de kendisi için bir gelişim ve öğrenme fırsatı olarak görmesine neden olmaktadır. Kişi eğer ki kalabalık bir ortamda ise yapılan eleştirileri nesnel şekilde kabul edebilmeli ve bu eleştirileri her zaman kişisel olarak algılamamalıdır.
Kişi yapılan eleştirileri kişisel olarak olumsuz bir olgu olarak görmek yerine bunu kendisindeki özellikleri geliştirmesine fırsat vereceği için eleştirilere karşı sevgi dolu yaklaşmayı tercih etmelidir. Sonuçta kişinin kendi zayıf yönlerini kabul etmesi ve bunları geliştirmek için çaba sarf etmesi değersizlik duygusunu azaltabilir.
Kişinin bu kendini geliştirme fırsatlarını değerlendirmesi kendi hayatı için koyduğu kişisel hedeflere daha etkili ve hızlı bir şekilde ulaşmasına yardımcı olabilir. Kişi kendi hedeflerine ulaştıkça, başarıları artırdıkça, kendisinde hissettiği değersizlik duygusunun yerine öz saygı ve öz güven oluşmaya başlayacaktır.
Ancak kişi eleştiriye açıklığına da bir sınır koymalıdır. Çünkü aşırı dikkate alınan eleştiriler kişinin kendi değerini sorgulamasına ve kendini duygusal anlamda yıpratmasına neden olabilir. Bu nedenle, eleştirileri objektif bir şekilde değerlendirmek gerekir. Bu bağlamda sağlıklı sınırlar koymak önemlidir.
Bir Uzmandan Yardım Alın: Bir uzmandan destek almak kişinin değersizlik duygusu ile başa çıkmasında kolaylık sağlayabilir. Uzman bu konuda değersizlik duygusunun nereden kaynaklandığını anlamakta yardımcı olabilir. Bu detayları irdeleyerek ve inceleyerek kişinin daha sağlıklı bir yaşam sürmesine katkıda bulunabilmektedir.
Olumsuz düşünce kalıpları ile ilişkili olan değersizlik duygusunda uzman bu olumsuz düşünce kalıplarının tanınmasına yardımcı olabilir. Böylelikle kişinin kendisine karşı daha yapıcı ve olumlu düşünce kalıpları geliştirmesine rehberlik eder.
Kişinin duygularını yönetme becerisi kazanmasında rol alır. Geçmişten gelen olumsuz duygular varsa bu olumsuz duygunun yüklerinden kurtulabilmenin çözüm yollarını öğretir. Bu konuda uzman desteği, kişinin daha sağlıklı bir kişilik algısına ulaşmada ve kendisini daha değerli hissetmesinde ve buna bağlı olarak daha mutlu bir yaşam sürmesinde rol oynar.
Değersizlik Duygusunda Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapi kişinin kendisini değersiz hissetmesinde uygulanan etkili bir terapi yöntemidir. Bilişsel davranışçı terapi kişinin duygularına ve bu duygulara neden olan düşünce kalıplarına ve bunların değişimine odaklanır.
Bilişsel davranışçı terapi
kişinin kendisinde meydana gelen değersizlik duygusunu oluşturan düşüncelerin nereden kaynaklandığının belirlenmesine yardım eder. Bu düşüncenin birçok sebebi olabilmektedir. Kişinin kendisini olumsuz yönde eleştirmesi, mükemmeliyetçi bakış açısı gibi birçok faktör etkili olabilir. Terapist tam bu noktada kişinin sahip olduğu bu düşünce kalıplarını tanımasına ve bu konuda farkındalık kazanmasına yardımcı olur.
Bilişsel davranışçı terapi kişide meydana gelen olumsuz düşünce kalıplarını çok daha olumlu ve gerçek olan düşüncelerle değiştirebilme becerisi üzerine çalışır. Kişi hissettiği değersizlik duygusuyla ilgili düşüncelerini sorgulamalıdır. Böylelikle kendisi farkında vararak duygusunu daha sağlıklı bir şekilde ele alabilir ve verdiği duygusal tepkileri kontrol edebilir.
Kişinin kendisine yönelik olumlu benlik algısına sahip olabilmesini sağlar. Kişinin kendi benliğine, başarılarına, olumlu yanlarına da bakmasını sağlar. Bunları göz ardı etmesine izin vermez. Kişinin kendisini daha olumlu bir şekilde görmesi, değersizlik duygusunu azaltır.
Aynı zamanda değersizlik duygusu ile beraberinde oluşabilecek depresyon, kaygı bozuklukları veya diğer duygusal tepkilerinde öğrenilmesi sağlanır. Kişi kendisiyle ilgili yaşayacağı olumsuzlukta çözüme daha rahat gitmeli ve kendisi için çözüm yolları üretebilmelidir. Terapi süresince kişiye değersizlik duygusuyla nasıl başa çıkabileceğinin becerileri kazandırmaya çalışılır. Bu beceriler kişinin bu olumsuz duygularla karşılaştığında nasıl daha sağlıklı bir şekilde tepki vereceğini öğrenmesini gerektirir.
Bu anlamda bilişsel davranışçı terapi kişinin değersiz hissetmesinin temelleri nedeniyle terapi sürecinde herkes için özellik ve farklılık gerektirir.
Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.