09:00 - 20:00
OfisAy Palas Rezidans Hoşnudiye Mahallesi 732. Sokak N: 34 D: 37 Tepebaşı / ESKİŞEHİR
Bizi Takip Edin

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir, Belirtileri ve Terapi Yöntemleri

Kişinin ortada belirli olan herhangi bir durum yokken sürekli olarak endişelenmesi ve başına gelebilecek olaylarda hep en kötü senaryoyu yaşayacağına inanması ve bundan dolayı tedirginlik duyması, kaygılanmasıdır.

Ortada kaygılanmayı gerektirecek hiçbir durum yokken normalinden daha fazla kaygı hissedilir.

Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olası en kötü sonucu düşünürler, her şey kendi denetimlerinin dışındadır, iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün değildir.

En az altı ay boyunca, hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ya da faaliyet hakkında aşırı anksiyete ve endişe halidir. Kişi, endişesini kontrol etmekte güçlük çekmektedir.

Depresif belirtiler sıklıkla eşlik eder. Diğer anksiyete bozuklukları, major depresyon, alkol/madde kullanım bozuklukları, irritabl barsak sendromu ve baş ağrısı gibi somatik bozukluklarla çok sık birliktelik gösterir.

 

Kaygı Hissi Normal Midir?

Kaygı hissi normal mi

Kaygı, insanların yaşamlarında zaman zaman karşılaştıkları bir duygudur ve normal olarak kabul edilir. Hayatımızdaki değişimler, belirsizlikler, stresli durumlar ve riskler kaygıya neden olabilir. Bu yüzden kaygı, her insanın hayatında zaman zaman hissettiği doğal bir tepkidir. Ancak bazı insanlarda kaygı düzeyi diğerlerine göre daha yüksek olabilir. Eğer kaygınız günlük aktivitelerinizi aksatıyorsa veya yaşam kalitenizi olumsuz etkiliyorsa, bir uzman ile konuşmanız faydalı olabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Görülme Sıklığı Nedir?

DSM-III-R kriterlerine göre Yaygın Anksiyete Bozukluğunun yıllık prevalansı %3,1 yaşam boyu prevalansı %5,1 bulunmuştur. Ancak 45 yaş üstü kadınlarda yaşam boyu sıklık % 10,3‘e kadar çıkabilmektedir. Kadınlarda yaşam boyu sıklık erkeklere göre 2 kat fazladır.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya genelinde her yüz kişiden altısı yaygın anksiyete bozukluğu yaşamaktadır.

Başlangıç belirtileri genellikle kademeli olarak artış ve şiddetlenme gösterir. Başlangıç yaşı ortalama 20 yaş öncesidir. Ancak her yaşta ortaya çıkabilir.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete Bozukluğu nedenleri

Yaygın anksiyete bozukluğu, en belirgin belirtisi ile önüne geçilemez şekilde aşırı kaygı olarak kendisini göstermektedir. Diğer belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

  • Sürekli endişeli hissetme
  • Uykusuzluk veya yorgun hissetme
  • Konsantrasyon güçlüğü yaşama
  • Huzursuzluk veya sinirlilik
  • Vücut ağrısı
  • İrritabilite veya huysuzluk
  • Mide bulantısı veya baş dönmesi
  • Terleme veya titreme

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedenleri Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğunun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak, uzmanlar genetik, çevresel faktörler ve beyindeki kimyasal dengesizliklerin bu bozukluğun ortaya çıkmasına katkıda bulunduğunu düşünmektedir.

Aile geçmişi, stresli yaşam olayları, travmalar, çocuklukta kötü deneyimler veya ihmal, ciddi bir hastalık veya yaralanma, madde kullanımı gibi çevresel faktörler anksiyete bozukluğuna neden olabilir veya riskini artırabilir.

Ayrıca, stresli yaşam olayları gibi çevresel faktörler de yaygın anksiyete bozukluğunun gelişmesinde etkili olabilir.

Psikolojik faktörler arasında düşük özgüven, mükemmeliyetçilik, kontrol ihtiyacı ve olumsuz düşünce kalıpları yer alabilir. Bu tür zihinsel faktörler, bir kişinin stresli durumlara nasıl tepki verdiğini etkileyebilir ve bu da yaygın anksiyete bozukluğu riskini artırabilir.

Beyindeki kimyasal dengesizlikler de anksiyete bozukluğuna neden olabilir. Serotonin, dopamin gibi beyindeki kimyasal maddelerin dengesi sağlanmadığında anksiyete belirtileri ortaya çıkabilir.

Sosyal faktörler arasında ise iş veya okul gibi stresli yaşam olayları, aile sorunları, parasal sıkıntılar ve toplumsal baskılar sayılabilir. Bu gibi faktörler, bir kişinin duygusal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve yaygın anksiyete bozukluğunun oluşması için katkıda bulunabilir.

Ancak, anksiyete bozukluğunun kesin nedenleri hala tam olarak anlaşılamamıştır ve her bireyde farklı olabilir.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Güncel Tanı Kriterleri Nelerdir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, sürekli endişe, huzursuzluk ve gerginlik gibi semptomlarla kendisini gösteren bir anksiyete bozukluğudur. Güncel tanı kriterleri DSM-5 tarafından belirlenmiştir.

DSM-5’e göre, bir kişinin yaygın anksiyete bozukluğu tanısı alabilmesi için en az altı ay boyunca neredeyse her gün aşırı endişe ve kaygı hissetmesi gerekmektedir. Bu endişelerin konusu genellikle iş, okul, sağlık, sosyal durumlar veya diğer günlük aktivitelerle ilgilidir.

Ayrıca, bu endişelerin en az üçünün aşağıdaki belirtilerle birlikte olması gerekmektedir:

  • Huzursuzluk, sinirlilik veya gerginlik hissi
  • Kolayca yorulma veya enerji eksikliği
  • Konsantrasyon zorluğu veya dikkat dağınıklığı
  • Kas ağrısı
  • Uykusuzluk veya uyku bozuklukları

Bu belirtilerin hayat kalitesini düşürmesi ve günlük yaşam faaliyetlerini engellemesi de gerekir.

 

Yaygın Kaygı Bozukluğu Tanısı Nasıl Konur?

Yaygın kaygı bozukluğu, sürekli ve aşırı endişe, gerginlik ve stres hissi ile kendisini gösteren bir kaygı bozukluğudur. Bu bozukluğun tanısı, belirtilerin şiddeti ve süresi göz önünde bulundurularak bir uzman tarafından konulur.

Tanı koymak için bir psikolog, hastanın belirtilerin ayrıntılı bir şekilde değerlendirir. Bu değerlendirme sırasında, hastanın yaşamındaki stres faktörleri, semptomların ne zaman ve nasıl başladığı, semptomların sıklığı ve şiddeti gibi konular ele alınır.

Ayrıca, yaygın kaygı bozukluğu teşhisi koymak için, belirtilerin diğer psikolojik sorunlar, fiziksel hastalıklar veya ilaç yan etkileri kaynaklı olmadığından emin olmak adına bazı testler yapılabilir.

Yaygın kaygı bozukluğu tanısı koymak için kriterler DSM-5 gibi tanısal kılavuzlarda belirlenmiştir ve bu kriterler doğrultusunda yapılan değerlendirmeler sonucunda tanı konulur.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Ergenlik Dönemine Etkisi Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, ergenlik döneminde oldukça yaygın bir rahatsızlıktır ve genellikle 13-18 yaş arasındaki ergenleri etkiler. Bu durum, sürekli endişe, kaygı ve korkularla ilişkilidir. Ergenlerde yaygın anksiyete bozukluğu, okul performansını olumsuz yönde etkileyebilir, sosyal ilişki kurmada zorluklar yaratabilir ve genel olarak günlük hayatın işleyişini engelleyebilir.

Ergenlerde yaygın anksiyete bozukluğu genellikle aile içi sorunlar, okulda stres, arkadaşlarla sorunlar veya maddi sıkıntılar gibi faktörlerden kaynaklanabilir. Gençlerin kendilerini kabul ettikleri ve bir düzenin parçası oldukları hissine sahip olmaları önemlidir.

Ebeveynlerin, öğretmenlerin ve bir uzman desteğiyle, ergenler genellikle yaygın anksiyete bozukluğu ile başa çıkabilirler. Terapi, ilaç tedavisi ve stres azaltıcı uygulamalar gibi tedaviler de ergenlerin anksiyetelerini yönetmelerine yardımcı olabilir.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Kendisini Tekrarlar Mı?

Evet, yaygın anksiyete bozukluğu kendisini tekrarlayabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde endişe ve kaygı belirtileri genellikle günler, haftalar veya aylar boyunca sürebilir ve daha sonra bir süreliğine azalabilir.

Birçok insan için, yaygın anksiyete bozukluğu yaşamlarının bir döneminde baş gösterebilir ve daha sonra iyileşebilirler. Ancak bazı insanlar için, anksiyete belirtileri kronik olabilir ve zaman zaman tekrarlayabilirler. Bu durumda, hayat tarzı değişiklikleri, terapi, ilaç tedavisi veya diğer terapi yöntemleri gibi destekleyici önlemler gerekebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu ile başa çıkmak için en iyi yöntemlerden biri, tetikleyici faktörleri tanımak ve bunların önüne geçebilmek adına hareket etmektir. Ayrıca, stresi azaltmak, düzenli egzersiz yapmak, yeterli uyku almak ve sağlıklı bir diyet uygulamak gibi yaşam tarzı değişiklikleri de yardımcı olabilir.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Diğer Hangi Psikolojik Rahatsızlıklarla Beraber Görülür?

Yaygın anksiyete bozukluğu, diğer psikiyatrik rahatsızlıklarla beraber görülebilir. Sıklıkla depresyon, panik bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk ve sosyal fobi gibi diğer anksiyete bozuklukları ile birlikte görülür. Bazı durumlarda, yaygın anksiyete bozukluğu tıbbi koşullar veya ilaç yan etkileri ile de bağlantılı olabilir. Tedavi sürecinde bu faktörlerin tespit edilmesi ve uygun şekilde yönetilmesi önemlidir.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilmezse, bu durumun yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Anksiyete bozukluğu olan kişilerin günlük işlevselliği azalabilir, okul veya iş yerinde başarı düzeyi düşebilir ve sosyal hayatları etkilenebilir.

Ayrıca, anksiyete bozukluğu tedavi edilmediğinde depresyon, panik atak, uyku problemleri ve diğer sağlık sorunları gibi diğer psikolojik sorunların gelişme riski de artar.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu İçin Kendim Ne Yapabilirim?

Yaygın anksiyete bozukluğu belirtileri olan kişiler, kendilerine yardımcı olmak için birkaç şey yapabilirler:

Fiziksel aktivite: Düzenli egzersiz, stresi azaltmaya ve vücudun fizyolojik tepkisini düzeltmeye yardımcı olabilir.

Derin nefes alıp verme: Yavaş, derin nefesler almak, stresli durumlarda rahatlama sağlayabilir.

Meditasyon veya yoga: Bu teknikler, zihni sakinleştirmeye ve anksiyete semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Stres yönetimi için teknikler: Yapabileceğiniz basit şeyler, örneğin günlük aktiviteleri planlamak, bir günlük tutmak veya hobiler edinmek, stresli durumlarla başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Uyku düzeni: Yeterli uyku almaya çalışmak ve düzenli bir uyku programına uymak, ruh halinizi iyileştirebilir ve anksiyete belirtilerini hafifletebilir.

Bunlar, kendinize yardımcı olmanın bazı yollarıdır; ancak, yaygın anksiyete bozukluğu varsa, bu belirtilerin tedavisi için bir uzman ile görüşmeniz önemlidir.

 

Anksiyete Bozukluğuna İyi Gelen Nefes Egzersizleri Nelerdir?

Anksiyete ile başa çıkmak için nefes egzersizleri oldukça faydalıdır. İşte anksiyeteye iyi gelen 4 nefes egzersizi:

Derin Nefes Alma: Yavaşça burnunuzdan nefes alın ve karın bölgenizi şişirin. Ardından yavaşça ağızdan nefesi verin ve karın bölgesini içeri doğru çekin.

4-7-8 Nefes Egzersizi: Nefes alışınıza sayarak başlayın. Dört saniye boyunca burun yoluyla nefes alın, sonra yedi saniye boyunca nefesinizi tutun ve sekiz saniye boyunca ağzınızdan nefes verin.

Alternatif Nefes: Sağ burun deliğinizi parmağınızla tıkayın ve sol burun deliğinizden nefes alın. Sonra sol burun deliğinizi de parmağınızla tıkayın ve sağ burun deliğinizden nefes verin. Bu işlemi birkaç kez tekrarlayın.

Diyafram Nefesi: Sırtınızı düz tutun ve ellerinizi belinizin üstüne koyun. Yavaşça burnunuzdan nefes alın, karın bölgenizi şişirerek diyaframınızı kullanın. Ağızdan nefes verin ve karın bölgenizin içeri doğru çekildiğini hissedin.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Tedavisi Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, üretkenliğin azalması, işe gidilemeyen günler ve sağlık sisteminin kullanımının artması nedeniyle birey ve toplum üzerinde önemli yük oluşturmaktadır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun tedavisi için gereken ilaçların seçimi ve tedavinin yöntemi önemlidir.

Birincisi, psikoterapi veya konuşma terapisi tedavisi kullanılabilir. Bu tür terapiler, hastaların kaygı seviyelerini azaltmaya ve daha sağlıklı düşünme becerileri geliştirmeye yardımcı olabilir.

İkinci olarak, ilaç tedavisi yaygın olarak kullanılmaktadır. Antidepresanlar, anksiyete semptomlarını kontrol etmek için reçete edilebilir.

Son olarak, yaşam tarzı değişiklikleri de tedavinin bir parçası olabilir. Örneğin, düzenli egzersiz yapmak, stres yönetimi için rahatlatıcı teknikleri öğrenmek anksiyete semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Bilişsel davranışsal terapi: Bilişsel yapılanma, psikolojik eğitim, gevşeme, nefes kontrolünü sağlama, yüzleşme, pratik ayrıştırma, yol gösterici benlik eğitimini içermektedir. Bilişsel terapi, bilişsel bozuklukların yarattığı endişeleri daha gerçekçi olarak görmeyi sağlamakta ve bu şekilde daha iyi planlama yapılarak anksiyeteyi kontrol etmenin yollarını göstermektedir. Hastalar aynı zamanda “endişe için endişelenmenin” anksiyeteyi beslediğini, ertelemenin ve göz ardı etmenin problemleri çözmek için işe yarar yollar olmadığını da anlarlar.

Ancak, her hasta farklıdır ve uzmanların tedavi planını bireysel olarak ayarlaması doğrudur.

Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.

 

Kaynakça

https://psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/25/yaygin-anksiyete-bozuklugu

Konkan, Ramazan, et al. “Yaygın Anksiyete Bozukluğu-7 (YAB-7) Testi Türkçe Uyarlaması, Geçerlik ve Güvenirliği.” Archives of Neuropsychiatry/Noropsikiatri Arsivi 50.1 (2013).

Saatçioğlu, Ömer. “Yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisi ve yeni yaklaşımlar.” Klinik Psikofarmakoloji Bülteni 11.1 (2001): 60-77.

BALCIOĞLU, İbrahim, and Barış ÜNSALVER. “Yaygın anksiyete bozukluğu: epidemiyoloji, prognoz ve farmakolojik olmayan tedaviler.” Cerrahpaşa Tıp Dergisi 37.3 (2006): 115-120.

 

Yorum Yapın

Email adresiniz yorum yaptığınızda paylaşılmaz Required fields are marked *

Call Now Button