09:00 - 20:00
OfisAy Palas Rezidans Hoşnudiye Mahallesi 732. Sokak N: 34 D: 37 Tepebaşı / ESKİŞEHİR
Bizi Takip Edin

Depresyon Nedir, Belirtileri ve Terapi Yöntemi

Depresyon, genellikle düşük ruh hali, umutsuzluk, ilgi kaybı, enerji eksikliği, yemek yeme bozuklukları ve uyku bozuklukları gibi semptomlarla ilişkilendirilen bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu semptomlar günlük aktiviteleri olumsuz etkileyebilir ve bazen kişinin normal işlevini sürdürmesini engelleyebilir.

Depresyonda çökkün duygulanım, enerji azlığı ve ilginin ya da alınan zevkin kaybı çekirdek özelliklerdir. Konsantrasyon azlığı, özgüven azalması, suçluluk duyguları, karamsarlık, kendine zarar verme ya da özkıyım düşünceleri, uyku düzeninde bozulma, iştah değişiklikleri ve diğer sık görülen belirtilerdir. Sosyal ve mesleki işlev bozulur. Depresyon tanısı koyulması için tablo en az iki hafta sürmelidir. Her depresyon atağı farklı şiddette olabilir. Semptomların sayısı, tipi ve yoğunluğu, depresyonun şiddetini belirler

Depresyon çok yaygın bir hastalıktır. Her beş kişiden biri yaşamlarında bir dönem depresyon geçiriyor. Herhangi bir zamanda toplum içinde yapılan kontrollerde her 100 erkekten üçünde, her 100 kadından altısında depresyon görülüyor. Kadınlar erkeklerden iki kat daha fazla depresyona yakalanıyor ya da depresyon için yardım istiyor. Kadınlar en çok 35-45, erkekler 55-70 yaşlarında depresyon geçiriyor.

 

Depresyonun Nedenleri Nelerdir?

Depresyon nedir

Depresyon, birçok farklı faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilen bir psikolojik bozukluktur. Bu faktörler genellikle biyolojik, psikolojik ve çevresel olarak sınıflandırılabilir.

Biyolojik faktörler depresyonun nedenleri arasında önemli bir rol oynar. Beyindeki kimyasal dengenin bozulması, özellikle serotonin hormonlarının düzeyindeki değişimler depresyonu tetikleyebilir. Ayrıca, genetik yatkınlık da depresyonun gelişmesinde etkili olabilir. Bazı insanların depresyona yatkın olduğu düşünülür ve ailesinde depresyon hikayesi olan kişiler daha fazla risk altındadır.

Psikolojik faktörler de depresyonun nedenleri arasında yer alır. Özellikle stresli yaşam olayları, travmalar, düşük benlik saygısı, kaygı veya kişilik özellikleri gibi faktörler depresyonun ortaya çıkmasına yol açabilir. Yaşanan stresli olayların yanı sıra, bazı kişilerin sağlıksız düşünce kalıpları, kendine yönelik eleştiriler veya başa çıkma becerilerindeki eksiklikler de depresyonun ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.

Ayrıca, çevresel faktörler de depresyonun nedenleri arasındadır. Sosyal destek eksikliği, iş veya ilişki sorunları gibi faktörler de depresyona yol açabilir. Kişinin çocukluk döneminde yaşadığı kronik stres, travmalar veya aile içi sorunlar da depresyon riskini artırabilir.

Son olarak, bazı tıbbi durumlar da depresyonu tetikleyebilir. Kalp hastalığı ve diğer bazı sağlık sorunları depresyonla bağlantılı olabilir.

Depresyonun nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, bu faktörlerin birçoğu depresyonun ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Tedavi edilmeyen depresyon ciddi sonuçlara yol açabilir, bu nedenle erken tanı ve tedavi önemlidir.

 

Depresyonun Belirtileri Nelerdir?

depresyon belirtileri

Depresyon, kişinin hayat kalitesini düşüren ciddi bir ruhsal hastalıktır. Bu hastalık, birçok farklı belirti ve semptomla kendini gösterebilir. Depresyonun belirtilerinin tanınması, erken teşhis ve tedavi için oldukça önemlidir.

Depresyonun en yaygın belirtileri arasında sürekli üzgün, hüzünlü veya boş hissetmek yer alır. Kişi kendini çaresiz, değersiz ve umutsuz hissedebilir. İlgi veya zevk kaybı da depresyonun bir diğer önemli belirtisidir. Daha önce keyif alınan aktivitelerden artık zevk alınamaz ve ilgi duyulmaz.

Depresyon, kendine güvensizlik hissi, suçluluk duyguları ve düşük benlik saygısı ile de ortaya çıkabilir. Kişi geleceğe dair umutsuzluğa kapılabilir ve gelecek hakkında endişeler taşıyabilir. Yorgunluk, enerji kaybı ve bitkinlik hissi de depresyonun sık görülen belirtilerindendir.

Uyku sorunları, depresyonun bir başka belirtisi olabilir. Kişi ya fazla uyur ya da yeterince uyumadan uyanır. Ayrıca, düşünme ve karar verme yeteneği de etkilenebilir. Depresyonun etkisiyle zihin ağırlaşabilir, düşünceler yavaşlayabilir ve karar verme sürecinde zorlanabilirsiniz.

Depresyonun diğer belirtileri arasında iştah değişiklikleri yer alır. Bu belirtiler arasında aşırı yeme veya iştahsızlık bulunabilir. Bedensel belirtiler de görülebilir. Depresyonda baş ağrısı, mide bulantısı, sindirim sorunları ve kas ağrıları sıkça rastlanan semptomlar arasındadır.

 

Depresyon Türleri Nelerdir?

Majör Depresyon

Majör depresyon, bir kişinin hayattan zevk alamadığı, umutsuz hissettiği ve normal işlevlerini yerine getirmekte güçlük çektiği ciddi bir psikolojik bozukluktur. Bu durum genellikle en az iki hafta boyunca devam eder ve belirtiler arasında üzüntü, kaygı, uyku problemleri, yorgunluk, iştah değişiklikleri, konsantrasyon güçlüğü, değersizlik hissi düşünceleri bulunabilir.

 

Kronik Depresyon

Kronik depresyon, bir kişinin en az iki yıl boyunca sürekli olarak düşük ruh hali ve umutsuzluk hissetmesi durumudur. Bu durum, majör depresyon bozukluğuna benzer belirtiler gösterir, ancak daha uzun sürer ve belirtileri daha hafiftir.

 

Mevsimsel Depresyon

Mevsimsel depresyon, belirli mevsimlerde tekrarlayan ve genellikle sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan bir tür depresyondur. Bu durum, güneş ışığına az maruz kalma, gün ışığının kısalması, hava koşullarındaki değişiklikler ve biyolojik saatin etkisiyle ilişkilidir.

Mevsimsel depresyonun belirtileri arasında düşük enerji seviyesi, artan iştah, uyku bozuklukları, iştahta artma veya azalma, yorgunluk, umutsuzluk, üzüntü, kaygı ve sosyal çekilme yer alır. Bu belirtiler, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.

 

Maskeli Depresyon

Maskeli depresyon, genellikle insanların başkalarına mutlu ve keyifli görünmek için ellerinden geleni yapmasıyla ilişkilidir. Bu nedenle, kişinin duygusal acılarına işaret eden belirtilerini göstermek yerine, genellikle üzüntü, umutsuzluk ve yalnızlık gibi duygularını saklarlar.

Bu durum, toplumumuzda yaygın bir şekilde görülen bir durumdur ve birçok insanın yaşadığı bir depresyon türüdür. Ancak bu tür hislerin uzun süre devam etmesi veya hayat kalitesini olumsuz etkilemesi durumunda, profesyonel yardım almak önemlidir.

 

Atipik Depresyon

Atipik depresyon, diğer depresyon belirtilerine ek olarak, aşırı yeme, aşırı uyuma, ağırlık artışı, ağırlık kaybı ve sosyal geri çekilme gibi farklı belirtiler gösteren bir tür depresyondur. Genellikle genç yetişkinlerde ve kadınlarda daha sık görülür.

 

Doğum Sonrası Depresyon

Kadınlar, doğum sonrasındaki ilk yıl içinde psikiyatrik hastalıklar (anksiyete bozuklukları, obsesif-kompulsif hastalıklar, depresyon ve nadiren psikoz) açısından anlamlı bir risk altındadır. Ancak depresyon bu hastalıklar içinde baskın olduğundan doğum sonrası psikiyatrik hastalıklar denildiğinde genellikle doğum sonrası depresyon anlaşılır.

Bununla birlikte doğum sonrası depresyonunda ailesine karşı sevgisizlik ve bebeğine karşı zıt duygular daha ön plandadır.

 

Çocuk ve Ergenlerde Depresyon

Çocuklar ve ergenler de depresyon yaşayabilirler. Çocuk ve ergen depresyonu ile ilgili araştırmalar iki önemli özelliği ortaya koymaktadır. Bunlardan birincisi ergenlikte depresyon ortaya çıkma riski artar. Diğeri ise depresyonun ilk epizodları önceden sanıldığından daha erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

Belirtileri şu şekilde olabilir:

 

  • İntihar düşünceleri veya intihar girişimleri
  • Uyku problemleri: fazla uyuma veya uykusuzluk
  • Yorgunluk ve enerji eksikliği
  • İştah değişiklikleri: aşırı yeme veya iştah kaybı
  • Kendine güven eksikliği veya değersiz hissetme
  • Sosyal çekilme ve izolasyon
  • Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü
  • Okul performansında düşüş
  • Huzursuzluk veya sinirlilik
  • Bedensel semptomlar: baş ağrısı, karın ağrısı veya diğer ağrılar

Ergenlerde depresyon, tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabilir, bu nedenle ergenlerin bu belirtilerle mücadele ettiğini fark eden ebeveynlerin bir uzmana danışmaları önerilir.

 

Yaşlılık Döneminde Depresyon 

Yaşlılık dönemi, birçok insan için zorlu bir dönem olabilir. Bu dönemde yaşlılıkla ilgili sağlık sorunları, sosyal izolasyon, kayıp ve yalnızlık gibi faktörler nedeniyle depresyon riski artar.

Yaşlılık döneminde depresyon belirtileri şunları içerebilir:

  • Sürekli üzüntü, huzursuzluk veya endişe duyguları
  • İştah kaybı veya aşırı yeme
  • Uykusuzluk veya aşırı uyuma
  • Enerji eksikliği veya yorgunluk hissi
  • Değersizlik hissi veya suçluluk duygusu
  • Dikkat eksikliği veya karar verme güçlüğü

Bu belirtiler, yaşlılar arasında yaygın olarak görülen diğer sağlık durumlarına da benzer olabilir. Ancak, birkaç haftadır devam eden bu belirtiler varsa, yaşlı bir kişinin bir sağlık uzmanına danışması önerilir.

Yaşlılık döneminde depresyonun tedavisi mümkündür. Antidepresan ilaçlar ve psikoterapi (terapi) gibi tedaviler, depresyon semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, yaşlı bir kişinin günlük aktivitelerine katılması, sosyal ilişkilerini koruması ve fiziksel egzersiz yapması da depresyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

 

Yaşlılık Döneminde Depresyona Neden Olan Faktörler Nelerdir?

Yaşlılarda depresyon yatkınlığına neden olan birçok faktör vardır. Bu faktörlerden bazıları şunlardır:

Genetik Yatkınlık: Depresyon, genetik faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Ailesinde depresyon öyküsü olan yaşlılar, bu hastalığa yakalanma riski daha yüksek olabilir.

 

Yaşam Değişiklikleri: Yaşlanmak, birçok yaşam değişikliğiyle birlikte gelir. Örneğin emeklilik, çocukların evlenip ayrılması, arkadaşların kaybedilmesi gibi durumlar yaşlılar için stresli olabilir ve depresyona neden olabilir.

 

Kronik Hastalıklar: Yaşlılıkta sıklıkla görülen kronik hastalıklar (örneğin, kalp hastalığı, diyabet, kanser vb.) depresyona neden olabilir. Bu hastalıkların tedavisi uzun sürebilir ve yaşlılar için stresli bir süreç olabilir.

 

İlaç Kullanımı: Bazı ilaçlar depresyona neden olabilir veya depresyonu tetikleyebilir. Yaşlılar, diğer sağlık sorunları için reçeteli ilaçlar alırlarken depresyonun yan etkisi olarak karşılaşabilecekleri ilaçlar da mevcuttur.

 

Sosyal İzolasyon: Yaşlı insanlar, aile üyelerinin ölümü, arkadaşların kaybı veya sağlık sorunları nedeniyle sosyal izolasyon yaşayabilirler. Bu durum, depresyona yol açabilir.

 

Bu faktörlerin bazıları doğrudan depresyona neden olabilirken, bazıları ise depresyon riskini artırabilir. 

 

Depresyona Eşlik Eden Rahatsızlıklar Nelerdir? 

Depresyona eşlik edebilen rahatsızlıklar şu şekilde sıralanabilir:

Anksiyete bozuklukları: Depresyonu olan kişilerde sıklıkla anksiyete (kaygı) bozuklukları da görülür.

 

Uyku bozuklukları: Depresyon, uyku düzenini de etkileyebilir. Kişi ya çok fazla uyur ya da uyku sorunları yaşayabilir.

 

Yeme bozuklukları: Depresyon, yeme alışkanlıklarını da etkileyebilir. Kişi aşırı yemek yiyebilir ya da hiç yemek yemeyebilir.

 

Madde kullanım bozuklukları: Depresyon, bazı insanların madde bağımlılığına yol açabilir. Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı depresyonu daha da kötüleştirebilir.

 

Fiziksel belirtiler: Depresyon ayrıca fiziksel semptomlara da neden olabilir. Baş ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık ve yorgunluk gibi belirtiler depresyonun eşlik eden belirtileri arasındadır.

 

Bu belirtiler, depresyonun tedavi edilmesi gerektiğini gösterir. Tedavi edilmeyen depresyon, kişinin hayat kalitesini önemli ölçüde düşürebilir ve yaşamını olumsuz etkileyebilir.

 

Depresyon Ne Değildir?

Depresyon her yaş grubunda karşımıza çıkabilecek olan bir psikolojik rahatsızlıktır. Günlük koşturmamız içerisinde hepimiz üzülebilir, kaygılanabilir, mutsuz ve isteksiz hissedebiliriz.

Ama genelde bu hislerimiz anlık olaylara ve durumlara bağlı olarak kısa süre içerisinde etkisini kaybeder. Ve normale dönebiliriz.

Fakat depresyon yaşayan bir kişi bu duygulardan uzaklaşamaz ve normal duygu durumuna dönemez. Git gide yaşadığı sıkıntılar gerek okulda gerek iş hayatında gerekse aile ve sosyal hayatında olumsuz olarak etkisini gösterir.

O yüzden depresyon basit bir üzüntü hali değildir, nasıl olsa geçer olarak yaklaşılmamalıdır.

Belirtileri ilerledikçe kişi yaptığı işlerden keyif alamamaya ve kendisini izole etmeye başlayacaktır.

Semptomlar kendisini bir süredir tekrar ediyor ve hissedilen olumsuz duygular geçmiyor, normale dönmüyorsa mutlaka uzmanından bir profesyonel destek alınması tavsiye edilir.

 

Depresyonun Terapi Yöntemi Nedir?

Depresyonun tedavisi, hastalığın şiddetine ve kişinin özelliklerine göre değişebilir. Ancak genellikle depresyon tedavisi psikoterapi ve ilaç tedavisini içerir.

Psikoterapi, konuşma terapisi olarak da bilinir ve bir terapist ile bireysel seanslar şeklinde yapılır. Bu terapi türü, depresyona neden olan düşünceleri ve duyguları tanımlamayı, anlamayı ve yönetmeyi öğrenmeye odaklanır.

İlaç tedavisi ise antidepresan ilaçlar kullanılarak yapılır. Antidepresanlar, beyindeki kimyasalların dengesini değiştirerek depresyon semptomlarını hafifletirler. İlaç tedavisi, belirli sürelerde doktor kontrolünde uygulandığı takdirde etkili olabilir.

 

Egzersizlerin Depresyona Faydası Nedir?

Egzersizlerin depresyona etkisi oldukça faydalıdır. Düzenli egzersiz yapmak, beyinde endorfin adı verilen doğal bir mutluluk hormonu salgılanmasına neden olur. Bu hormonlar, kişinin daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir ve depresyon semptomlarının azalmasına katkıda bulunabilir.

Ayrıca, egzersiz yapmak, stres hormonu olan kortizol seviyelerini düşürerek vücudun stresle başa çıkma mekanizmalarını geliştirir. Bu da stresin yol açabileceği depresyon semptomlarına karşı koruma sağlayabilir.

Egzersiz yapmak, insanların kendilerine güvendikleri, kendilerini daha iyi hissettikleri ve sosyal bağlarını güçlendirdikleri bir aktivitedir. Bu da depresyon semptomlarına karşı mücadelede önemli bir rol oynayabilir. Ancak, depresyonla mücadele eden kişiler için tamamen yeterli olmayabilir ve diğer tedavi yöntemleri ile birlikte kullanılması daha etkili bir sonuç verebilir.

Egzersize katılımın, fiziksel ve fizyolojik yararlarının yanında gerginliği azalttığı, psikolojik iyilik sağladığı ve psikiyatrik rehabilitasyon programlarının tedavi yöntemleri arasında yer aldığı bilinmektedir.

Eskişehir Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.

 

Kaynakça

Mete, Hayriye Elbi. “Kronik hastalık ve depresyon.” Klinik Psikiyatri 11.3 (2008): 3-18.

Karamustafalıoğlu, Oğuz, and Hüseyin Yumrukçal. “Depresyon ve anksiyete bozuklukları.” Şişli Etfal Hastanesi Tıp Bülteni 45.2 (2011): 65-74.

Kara, Bülent, et al. “Doğum sonrası depresyon.” Sted 10.9 (2001): 333-4.

Tamar, Müge, and Burcu Özbaran. “Çocuk ve ergenlerde depresyon.” Klinik Psikiyatri 2.1 (2004): 84-92.

Koruç, Ziya, and Perican Bayar. “EGZERSİZİN DEPRESYON TEDAVİSİNDEKİ YERİ VE ETKİLERİ.” Spor Bilimleri Dergisi 15.1 (2004): 49-64.

Yorum Yapın

Email adresiniz yorum yaptığınızda paylaşılmaz Required fields are marked *

Call Now Button